- Psikolojide kırık cam teorisi nedir?
- Kırık cam psikolojisi neyi anlatır?
- Kırık cam sendromu iş hayatında nasıl etki eder?
Kırık cam teorisini daha önce duymuş muydunuz?Göz ardı edilen küçük ayrıntılar, zamanla büyük sorunlara dönüşebilir mi? Bir kereden bir şey olmaz anlayışı ne kadar geçerli? “Kırık Cam Teorisi” bu sorulara yanıt arayan, psikoloji ve suç biliminin önemli bir teorisidir.
Bu teori, suç ve düzensizlik arasındaki bağlantıları ortaya koyarak, toplumsal düzenin ve kurumsal yapının korunmasında önemli bir rol oynar. Bu yazıda, kırık cam teorisinin kökenlerinden başlayarak, onun toplumsal ve kurumsal hayatta nasıl uygulandığını ve ne tür dersler çıkardığımızı inceleyeceğiz. Aynı zamanda psikolojide kırık cam teorisine ve örneklerine bakacağız.
Hazırsanız, pilot soru olan kırık cam teorisi nedir sorusu ile başlayalım.
Kırık Cam Teorisi Nedir?
Hayal edin ki sokakta bir çikolata yiyorsunuz ve onu bitirdiğinizde elinizde çikolata paketinin boş ambalajı kaldı, atmak istiyorsunuz. Ancak çöp kutusunun uzakta olduğunu fark ediyorsunuz ve yerde de çöpler olduğunu görüyorsunuz. Eğer yerde zaten çöpler olduğunu görürseniz, ambalajı yere atma olasılığınız artar. Ama eğer yerde tek bir çöp bile olmadığını görürseniz, ambalajı atmadan önce durup düşünürsünüz. İşte bu durum, kırık cam teorisi ile açıklanır.
Psikolojide kırık cam teorisi, çevredeki düzensizliklerin ve kusurların, insanların kurallara uymaması ve vandalizm gibi davranışlarda bulunma eğilimini artırdığını anlatır. Vandalizm, genellikle kamu veya özel mülklere kasten zarar verme anlamına gelir. Eğer bir yerde düzensizlik varsa, insanlar o alanı daha da kötüleştirme eğilimindedir. Bu duruma kırık cam sendromu diyoruz. Bir şey kötüyse, daha da kötü yapma eğilimine gidebiliriz.
Kırık Cam Teorisinin Doğuşu: Zimbardo’nun Deneyi
1969 yılında Philip Zimbardo, ABD’nin Bronx ve Palo Alto bölgelerinde iki farklı deney gerçekleştirdi. Bronx, yüksek suç oranlarıyla bilinen, ekonomik durumu düşük bir bölge iken, Palo Alto, refah seviyesi yüksek bir yerleşim yeriydi. Yani Bronx fakirlerin, Palo Alto ise zenginlerin semtiydi. Her iki bölgeye de plakası olmayan ve kaputu aralık bırakılan birer araba yerleştirildi.
Bir hafta sonra, yoksul mahallede bulunan araba hurdaya dönerken, zengin mahallede bulunan arabada halen herhangi bir vandalizm belirtisi görülmedi. Araştırmacılar bu durumda bir şeyleri değiştirmeye karar verdiler ve arabanın mükemmel durumdaki camını kırdılar.
Ne mi oldu? Hırsızlık, şiddet ve vandalizm, arabayı yoksul mahalledekiyle aynı duruma düşürdü.
Anlaşılacağı üzere bu durumda asıl neden yoksulluk değil, terk edilmiş bir arabanın kırık camının, çevrede bir bozulma, ilgisizlik ve umursamazlık hissi yaratmasıdır. Bu durum, yasa ve kuralların olmadığı hissini doğurur. Kırık cam, her şeyin mümkün olduğu izlenimini verir. Bu durumda, arabanın maruz kaldığı her yeni saldırı, vandalizmin kaçınılmaz olduğu fikrini güçlendirir ve pekiştirir.
İsminin de neden kırık cam teorisi olduğunu anlamışsınızdır umarım.
Kırık Cam Teorisinden Ne Anlamalıyız?
Kırık cam teorisini kısaca ifade etmek gerekirse, teori, toplumsal düzenin küçük bir bozulmanın göz ardı edilmesiyle çökebileceğini savunur. Kırık bir cam, tamir edilmediğinde diğer camların da kırılması kaçınılmazdır. Çünkü insanlar, çevrede düzensizlik gördüklerinde, bu durumu daha da kötüleştirecek davranışlara yönelme eğilimindedirler.
Psikolojide kırık cam teorisi örneklerine baktığımız zaman çöp atmak dikkat çeker. Özellikle Türkiye’de de çok fazla gördüğümüz bir davranıştır bu. Mutlaka aşağıdaki görsel gibi trajikomik bir şey görmüşsünüzdür. “ÇÖP ATILMAZ” yazılı bir tabelanın önüne bir kişi ilk çöpünü attığı zaman, diğerleri de atma eğiliminde olur ve atmaya başlarlar.
Kırık Cam Teorisi ve Suç Psikolojisi
Kırık cam teorisinin suç psikolojisi üzerindeki etkisi oldukça büyüktür. Kırık cam sendromu olarak da bilinen bu durum, özellikle yüksek suç oranlarının görüldüğü bölgelerde, suçu önleyici tedbirlerin yetersiz kalması durumunda, suç oranlarının hızla artabileceğini öngörür.
Psikolojide kırık cam teorisi, suça eğilimli bireylerin, çevrelerindeki düzensizliklerden etkilenerek suça daha yatkın hale geldiğini göstermektedir. Zimbardo’nun deneylerinden sonra, kırık cam teorisi örnekleri giderek artmış ve birçok polis teşkilatı bu teoriyi suçla mücadelede kullanmaya başlamıştır.
Kırık Cam Teorisi Örneklerine Bakalım
1. New York Polis Departmanı Uygulamaları
1990’larda New York’ta uygulanan “kırık cam” teorisi, küçük suçlara karşı sıfır tolerans politikası ile ünlüdür. Bu yaklaşımda, metroya biletsiz binme, duvar yazıları (grafiti) yapma veya kamu mallarına zarar verme gibi küçük suçlar üzerinde yoğunlaşıldı.
Bu tür suçlara karşı sert cezalar uygulanarak, şehir genelindeki suç oranlarının azalması hedeflendi. Bu politika, suç oranlarında belirgin bir düşüş sağladı, ancak aynı zamanda daha agresif bir polislik yaklaşımını da beraberinde getirdi.
2. Philadelphia’da Boş Arsaların İyileştirilmesi
2016 yılında Philadelphia’da yürütülen bir projede, yüksek suç oranlarına sahip mahallelerdeki terk edilmiş arsalar ve boş binalar, topluluk parklarına ve yeşil alanlara dönüştürüldü. Bu iyileştirme çalışmaları sonucunda, bu bölgelerdeki silahlı şiddet oranında %39 oranında bir azalma gözlemlendi.
Bu örnek, çevrenin iyileştirilmesinin ve düzenin sağlanmasının, suç oranlarını nasıl düşürebileceğini göstermektedir.
3. Toplumsal Düzenin Küçük Bozulmaları
Gündelik hayatımızda bile, küçük düzensizliklerin nasıl büyük sorunlara yol açabileceğini görebiliriz. Örneğin, bir ofiste kimsenin fark etmediği küçük bir kural ihlali, zamanla diğer çalışanların da benzer kuralsızlıkları yapmaya başlamasına neden olabilir.
Benzer şekilde, bir mahallede bir evin dış cephe boyasının soyulmaya başlaması, diğer ev sahiplerinin de evlerine gereken özeni göstermemelerine yol açabilir. Bu durum, kırık cam teorisinin iş yerlerinden toplumsal alanlara kadar geniş bir yelpazede uygulanabilirliğini gösterir.
İş Hayatında Kırık Cam Sendromu
Kırık cam teorisi sadece suç ve toplumsal düzenle sınırlı kalmamış, kurumsal hayatta da önemli bir yer edinmiştir. Bir kurum içinde küçük düzensizliklerin ve uyumsuzlukların görmezden gelinmesi, zamanla büyük sorunlara yol açabilir. Örneğin, bir çalışan sürekli olarak işine geç kalıyorsa ve bu durum görmezden geliniyorsa, diğer çalışanlar da benzer şekilde davranmaya başlayabilir.
Kırık cam sendromu olarak bilinen bu durum, bu tür durumları önlemek için küçük uyumsuzlukların hemen düzeltilmesi gerektiğini savunur. Böylece, kurum içindeki düzen ve disiplin korunmuş olur.
Bir örnekle açıklayalım: Prestijli bir restoran zincirinin bir şubesinde tuvalet kağıdı bittiğinde, bu durum müşterilere restoran yönetiminin detaylara önem vermediği izlenimini verebilir. Bu, müşterilerin o restoranda yemeklerin hijyenik bir şekilde hazırlanmadığını düşünmesine yol açabilir. Böylece, küçük bir ihmal, büyük bir müşteri kaybına neden olabilir.
Kırık cam psikolojisi konulu yazımızda kullanılan kaynaklar:
Broken windows theory
windows theory - academic
Broken Windows Theory Psychology