Psikoloji

İntihar: Nedenleri, Risk Faktörleri ve Önleme Yolları

İntihar, yani özkıyım, bireyin kendi yaşamına son verme eylemidir ve psikiyatride acil müdahale gerektiren kritik bir durumdur. Tıpkı diğer branşlarda olduğu gibi, psikiyatride de intihar, en iyi tedavi yöntemleri uygulansa dahi önlenemeyebilir. Ancak, intiharın işaretlerini ve risk faktörlerini bilmek, bu trajik olayın önüne geçmek için önemlidir.

İstatistikler, intihar girişimleri ile tamamlanmış intiharlar arasında büyük bir fark olduğunu göstermektedir. Bu nedenle, intihar düşüncesi olan bireylere zamanında müdahale etmek, hayat kurtarıcı olabilir. Unutmamak gerekir ki, her intihar girişimi ciddiye alınmalı ve profesyonel yardım aranmalıdır.

İntihar Davranışını Anlamak: Temel Kavramlar

İntihar: Nedenleri, Risk Faktörleri ve Önleme Yolları

İntihar davranışını daha iyi anlayabilmek için bazı temel kavramları açıklamak önemlidir. Bu kavramlar, intihar düşüncesinin ciddiyetini değerlendirmede ve uygun müdahale yöntemlerini belirlemede yardımcı olur.

Başarısız intihar girişimi, kişinin ölme niyetiyle hareket etmesine rağmen, eylemin ölümle sonuçlanmaması durumudur. Bu durum, kişinin yaşadığı psikolojik acının ve çaresizliğin bir göstergesidir ve mutlaka ciddiye alınmalıdır.

  • Kasıtlı kendine zarar verme: Kişinin ölme niyeti olmadan, bilerek ve isteyerek kendine zarar verici davranışlarda bulunmasıdır.
  • İntihar davranışının ölümcüllüğü: İntihar yönteminin veya eyleminin yarattığı potansiyel tehlikedir.
  • İntihar düşüncesi: Bireyin kendi ölümünü planlama veya hayal etme durumudur.
  • İntihar niyeti: Ölümle sonuçlanacak bir eylemi gerçekleştirme arzusudur.
  • İntihar girişimi: Kişinin ölmek amacıyla gerçekleştirdiği ancak ölümle sonuçlanmayan eylemdir.
  • İntihar: Kişinin kendi eylemi sonucu hayatını kaybetmesidir.

Bu tanımlar, intihar davranışının farklı boyutlarını anlamamızı sağlar ve risk değerlendirmesi yaparken dikkate alınması gereken önemli bilgiler sunar.

İntiharın Risk Faktörleri: Kimler Daha Savunmasız?

İntihar, karmaşık bir olgudur ve birçok faktörün etkileşimi sonucu ortaya çıkabilir. Bazı risk faktörleri bireyleri intihara karşı daha savunmasız hale getirebilir. Bu faktörleri bilmek, risk altındaki kişileri tespit etmede ve gerekli önlemleri almada önemlidir.

Kadınlarda intihar düşüncesi ve girişimi erkeklere göre daha yaygın olmasına rağmen, tamamlanmış intihar vakaları erkeklerde daha sık görülür. Bu durum, erkeklerin daha ölümcül yöntemler kullanmasıyla ilişkili olabilir.

Yaş ve İntihar İlişkisi

İntihar oranları yaşla birlikte artış gösterir. Erkeklerde 45 yaş ve üzeri, kadınlarda ise 55 yaş ve üzeri intiharların en sık görüldüğü dönemlerdir. Ancak, gençlerde de intihar vakaları görülmektedir ve bu durum, gençlerin yaşadığı psikolojik sorunlara dikkat çekilmesi gerektiğini vurgular.

İntihar vakaları beyaz ırkta, siyahlara oranla daha sık görülmektedir. Medeni durum da intihar riskini etkileyen önemli bir faktördür. Evli ve çocuklu olmak intihar riskini azaltırken, bekarlık ve boşanma riski artırır.

Sosyoekonomik durum da intihar üzerinde etkilidir. Hem yüksek hem de düşük sosyoekonomik düzeydeki bireylerde intihar oranları artmaktadır. Çalışma hayatı, intihara karşı koruyucu bir faktördür. Ne yazık ki, doktorlar meslek grupları arasında en yüksek intihar oranına sahip olanlardır. Bu durum, doktorların yaşadığı stres ve tükenmişlikle ilişkili olabilir. Tükenmişlik sendromu yaşayan bireylerde intihar düşünceleri daha sık görülebilir.

Psikiyatrik Hastalıklar ve İntihar

İntihar girişiminde bulunan veya intihar eden kişilerin %95’inde bir ruhsal bozukluk tanısı bulunmaktadır. Bu oran, psikiyatrik hastalıkların intihar üzerindeki etkisini açıkça göstermektedir. En sık görülen ruhsal bozukluklar depresif bozukluklar, şizofreni ve demans veya deliryumdur. Bu vakaların yaklaşık dörtte birinde alkol bağımlılığı da görülmektedir.

Psikiyatrik rahatsızlığı olan bireylerin intihar riski, olmayanlara göre 3 ile 12 kat daha fazladır. Bu nedenle, ruh sağlığı sorunları yaşayan kişilerin erken teşhis ve tedavi edilmesi, intiharı önlemede kritik bir rol oynar.

Depresyon ve İntihar İlişkisi

İntihar vakalarının yaklaşık üçte ikisinde depresyon mevcuttur. Depresif bozukluk, sanılanın aksine ileri dönemlerde değil, erken dönemlerde ciddi bir risk kaynağıdır. Depresyon yaşayan erkekler, kadınlara göre intihara daha eğilimlidir. Bekar, boşanmış, dul ve sevdiğinden ayrılan depresif kişilerin intihar riski daha yüksektir.

Sosyal izolasyon, depresif hastaların intihar eğilimlerini artırır. Hastaneden taburcu olduktan sonraki aylar yüksek riskli dönemlerdir.

İntihar: Nedenleri, Risk Faktörleri ve Önleme Yolları

Şizofreni ve İntihar İlişkisi

Şizofreni, intihar riskini artıran önemli bir psikiyatrik hastalıktır. Şizofreni hastalarının yaklaşık %10’u intihar ederek hayatını kaybetmektedir. Genç yaş, bekar olmak, erkek cinsiyet, depresif yatkınlık ve daha önce intihar girişiminde bulunmuş olmak şizofreni hastalarında intihar riskini artıran faktörlerdir. Hastaneden taburcu olduktan sonraki ilk zamanlarda intihar riski daha yüksektir.

Alkol ve Madde Bağımlılığı ile İntihar İlişkisi

Alkol bağımlılarının yaklaşık %15’inde intihar görülebilir. Erkeklerde risk daha fazladır. Orta yaş, evlenmemiş olmak, arkadaşsız olmak, sosyal olarak izole olmak ve alkol kullanımına devam etmek intiharı tetikleyebilir. Eroin bağımlılarında intihar oranı genel nüfusa göre 20 kat daha yüksektir. Madde kullanan ergen kızlarda da intihar riski artmaktadır.

İntiharın Sosyolojik ve Psikolojik Teorileri

İntihar, sadece bireysel bir sorun değil, aynı zamanda sosyolojik ve psikolojik boyutları olan karmaşık bir olgudur. Bu nedenle, intiharı anlamak için farklı teorik yaklaşımları incelemek önemlidir.

Sosyolog Emile Durkheim, intiharı sosyolojik açıdan üç farklı kategoriye ayırmıştır:

  • Egoistik İntihar: Sosyal gruplara zayıf entegre olan kişilerde görülür.
  • Altrustik İntihar: Bir gruba aşırı bağlılıktan kaynaklanır.
  • Anomik İntihar: Toplumsal normların bozulması sonucu ortaya çıkar.

Psikolojik teoriler ise intiharı bireyin iç dünyasındaki çatışmalar ve duygusal süreçlerle ilişkilendirir. Örneğin, Freud, intiharı içe yöneltilmiş saldırganlık olarak tanımlarken, Aaron Beck umutsuzluğun intihar riskini artıran en önemli faktör olduğunu savunur.

İntiharın Önlenmesinde Tedavi ve Yaklaşım

İntiharın önlenmesinde en önemli adım, risk altındaki bireyleri tespit etmek ve onlara uygun tedavi ve destek sağlamaktır. İntihar potansiyelinin değerlendirilmesinde psikiyatrik öykü ve ruhsal durum değerlendirmesi kritik öneme sahiptir.

Gelecek planlarının olmaması, kişisel eşyaların dağıtılması, vasiyet hazırlanması ve yakın zamanda bir kayıp yaşanması intihar riskini artıran belirtilerdir. Hastanın psikiyatrik tanısı, depresyonun şiddeti, baş etme becerileri, intihar düşüncesinin varlığı, yaşam koşulları ve sosyal destek, tedavi sürecini yönlendiren faktörlerdir.

İntihar düşüncesi olan hastaların hastaneye yatırılması veya ayaktan tedavi edilmesi, psikiyatristin vermesi gereken önemli bir karardır. Sosyal desteği zayıf, dürtüsel davranış geçmişi olan ve intihar planı yaptığı tespit edilen hastaların hastaneye yatırılması gerekir. Tedavide antidepresan ve antipsikotik ilaçlar kullanılabilir. Bazı durumlarda EKT (Elektrokonvülsif Terapi) de gerekli olabilir. Grup terapileri, aile terapisi ve destekleyici psikoterapi de tedaviye eklenebilir.

Unutmamak gerekir ki, intihar eğilimli depresyon hastaları iyileşme sürecinde de yakından izlenmelidir. Depresyon hafifledikçe enerjisi yerine gelen hasta, intihar planlarını eyleme geçirebilir. Bu nedenle, hastaların aniden kendileriyle barışmış görünmesi, hekimi ve aileyi yanıltmamalıdır.

Her şeye rağmen, bir hastanın hastanede kapalı serviste bile intihar edebileceği unutulmamalıdır. Sıfır risk mümkün değildir. Önemli olan, risk faktörlerini en aza indirmek ve hastalara mümkün olan en iyi bakımı sunmaktır. Psikiyatrik hastalıkların erken teşhisi ve tedavisi, intiharın önlenmesinde hayati öneme sahiptir.

İntihar Düşünceleriyle Başa Çıkmak: Yardım ve Umut

İntihar düşünceleriyle başa çıkmak zorlu bir süreç olabilir, ancak yalnız değilsiniz. Profesyonel yardım almak ve destekleyici ilişkiler kurmak, bu süreçte size yardımcı olabilir. İntihar düşünceleriniz varsa, lütfen bir ruh sağlığı uzmanına başvurun veya bir yardım hattını arayın.

Unutmayın, umut her zaman vardır ve yardım istemek bir güç işaretidir.

Pozitif Yaşam

Ben Maide;Günlük olumlamalar ve pozitif düşüncelerin gücünü yeni keşfeden biriyim. Tüm tecrübelerimi, beklentilerimi isteklerimi ve hedeflerimi bu blog aracılığı ile sizlerle paylaşacağım. Almanya'da iyi düşüncelerin gücü adında bir kampa katıldım. Orada yer alan insanların, olumlamaların gücünü keşfettiğini gördüm.Umarım buna bizde nail oluruz. Sadece BlogLabs sitesinde yazmaya karar verdim

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir


Başa dön tuşu