Dissosiyatif Kimlik Bozukluğu: Çoklu Kişiliğin Gizemli Dünyası
Dissosiyatif Kimlik Bozukluğu (DKB), bilinen diğer adıyla çoklu kişilik bozukluğu, bireyin kimliğinin birden fazla farklı kişilik veya kimlik durumuna bölünmesiyle karakterize edilen karmaşık bir ruhsal bozukluktur. Bu durum, kişinin kendi duygu, düşünce ve algılarını sanki içindeki başka bir varlığa aitmiş gibi deneyimlemesine neden olur.
Eskiden kötü ruhların etkisi olarak görülen bu durum, 19. yüzyılın başlarında Benjamin Rush tarafından tanımlanmıştır. Günümüzde ise psikiyatri kliniklerine başvuran kişiler arasında sanıldığından daha sık rastlanmaktadır.
Dissosiyatif Kimlik Bozukluğu’nun Belirtileri Nelerdir?
Dissosiyatif kimlik bozukluğu yaşayan bireyler, içlerinde kendilerinden farklı bir veya birden fazla kişi olduğunu hissederler. Bu içsel kişiliklere “alter” adı verilir. Alter kişilikler, kişinin kendi içinde varlığını hissettiği farklı bir kimlik, kişilik uzantısı veya varlık olarak ortaya çıkabilir.
Bu alterlerin fiziksel özellikleri, isimleri, geçmişleri, cinsiyetleri, yaşları ve diğer karakteristikleri farklı olabilir. En önemli nokta, hastanın içindeki bu kişiliği kendisinden bağımsız, yabancı ve farklı olarak algılamasıdır.
- Kimlik Karmaşası: Kişinin kendisiyle ilgili tutarsız ve değişken algıları.
- Bellek Kayıpları: Günlük olayları, kişisel bilgileri veya travmatik anıları hatırlayamama.
- Depersonalizasyon: Kendini gerçek dışı veya yabancı hissetme.
- Derealizasyon: Çevreyi gerçek dışı veya yabancı hissetme.
- Kimlik Değişimi: Farklı alter kişiliklerin kontrolü ele geçirmesi.
- İç Sesler: İçinde farklı kişiliklerin seslerini duyma veya onlarla iletişim kurma.
Hastalarda alter kişiliklerle iletişim, seslerini duyarak, karşılıklı konuşarak veya düşüncelerinin zihne direkt olarak geçmesi şeklinde olabilir. Hatta bu alter kişilikler davranışsal ve psikolojik süreçleri başlatabilir, kişiyi yönetip yönlendirebilir ve beden kontrolünü ele geçirebilir.
Dissosiyatif Kimlik Bozukluğu Hastalarında Alter Kişilikler

Çoklu kişilik bozukluğu olan hastalarda genellikle 10’dan fazla kişilik veya kişilik uzantısı bulunur. Bu kişiliklerin her biri farklı özellikler taşır; ilgi alanları, hastalıkları, hoşlandıkları yemekler vb. farklıdır. Ayrıca, üstlendikleri roller de farklıdır.
Asıl kişiliğe düşman olan, ona yardımcı olmaya çalışan, çocuk yaşlarda olan, karşı cinsten olan alter kişilikler hemen hemen her DKB hastasında bulunur. Düşman alter kişilikler agresif eğilimler göstererek hastayı koruma işlevi görür ve travmatik sırları saklar.
Çocuk yaşlardaki alter kişilikler genellikle geçmişte yaşar ve çocukluklarındaki travmatik olayların hala sürdüğünü zannederler. Bu nedenle sürekli korku içinde olabilirler. Bazı alter kişilikler ise intihara eğilimlidir ve hastaların kendilerine zarar verici davranışlar sergilemesinde rol oynarlar.
Dissosiyatif Kimlik Bozukluğu’nun Nedenleri
Bu hastalığın temelinde dissosiyasyon, yani kopma ve ayrışma mekanizması yatar. Dissosiyasyon, stres yaratan durumlara karşı bir savunma mekanizmasıdır. Ancak bu savunma düzeneği sürekli ve ağır bir şekilde kullanıldığında semptomlara yol açar.
Çocukluk Travmalarının Rolü
Klinik çalışmalar, hastaların çocukluk döneminde yaşadığı travmatik olayların, erişkinlikte ortaya çıkan disosiyatif bozuklukların temel nedeni olduğunu göstermektedir. Çocuk, yaşadığı travma karşısında “bu yaşananlar bana değil bir başkasına yapılıyor” şeklinde düşünerek ruhsal dengesini korumaya çalışır. Ancak bu savunma, travmalar ağır ve sürekli tekrarlayan nitelikteyse zamanla yerleşir.
Çocuk, bu savunma mekanizmasıyla travmatik olayın etkisinden kaçarken, başa çıkılması gereken ruhsal durumu erteler. Klinik vakalarda, DKB hastalarının yaklaşık %90’ı çocukluk döneminde istismar veya ihmal olayları bildirmiştir.
Genetik Faktörler ve Beyin Yapısı
Travmatik deneyimlerin yanı sıra, genetik yatkınlık ve beyin yapısındaki farklılıklar da DKB gelişiminde rol oynayabilir. Özellikle hafıza ve duygu işleme süreçlerinde görevli beyin bölgelerindeki anormallikler, dissosiyatif belirtilere zemin hazırlayabilir.
Diğer Ruhsal Bozukluklar
DKB, bazen diğer ruhsal bozukluklarla birlikte görülebilir. Özellikle travma sonrası stres bozukluğu (TSSB),Borderline Kişilik Bozukluğu,depresyon ve anksiyete bozuklukları, DKB ile sıkça eşlik eden durumlardır.
Dissosiyatif Kimlik Bozukluğu Görülme Sıklığı
DKB’nin görülme sıklığı şizofreni ile hemen hemen aynıdır ve yaklaşık %1’dir. Bu oranla hastalık önemli bir halk sağlığı problemi olarak karşımıza çıkmaktadır. DKB tanı ölçütlerini tam olarak sağlamayan fakat aynı ruhsal bozukluğun daha hafif bir versiyonu olarak görülen atipik dissosiyasyon vakaları, bu orandan yaklaşık beş kat daha fazla görülmektedir.
Bunların dışında depersonalizasyon vakaları da görülmektedir. Depersonalizasyon ise hastanın çevresinden kopması, eylem ve düşünceleri üzerinde kontrol kaybı yaşaması, kendi bedeninin ve düşüncelerinin dışarıdan gözlemcisi gibi hissetmesidir.
Dissosiyatif Kimlik Bozukluğu Tedavisi
DKB’nin belirli bir ilaç tedavisi bulunmamaktadır. Tedavi, uygun bir psikoterapi yöntemi ile mümkündür. Çoklu kişilik bozukluğu semptomlarının birçoğu hasta ile terapi sürecinde ortaya çıkar. Hastalar terapiye başlayana kadar alter kişiliklerinden genellikle haberdar değildirler. Psikoterapi sürecinde alter kişiliklerin farkına varmaya başlarlar ve terapi ilerledikçe de alter kişiliklerin sayısı artar.
Psikoterapi Yaklaşımları
Psikoterapi sürecinde terapist alter kişiliklerle ayrı ayrı konuşur. Bu yöntemle uzun vadede hastayı bütünleştirmeyi amaçlar. Bu şekilde kendileri ile konuşulan alter kişilikler zamanla birleşmeyi kabul ederler. Birçok hasta, tedavi sürecinin yoğun bir şekilde sürdürülmesi ve kendisine zarar vermemesi için hastaneye yatırılır.
İlaç Tedavisi
DKB’ye yönelik spesifik bir ilaç tedavisi olmamasına rağmen, eşlik eden depresyon, anksiyete veya diğer ruhsal sorunların tedavisi için ilaçlar kullanılabilir. Bu ilaçlar, semptomları hafifletmeye ve hastanın genel işlevselliğini artırmaya yardımcı olabilir.
Tedavi Sürecinde Dikkat Edilmesi Gerekenler
Tedavi sürecinde hastanın güvenli ve destekleyici bir ortamda olması önemlidir. Terapist ve hasta arasında güçlü bir güven ilişkisi kurulmalı ve hastanın travmatik deneyimlerini güvenle paylaşabilmesi sağlanmalıdır. Ayrıca, aile ve arkadaşların desteği de iyileşme sürecinde önemli bir rol oynar.
Çoklu Kişilik Bozukluğunda Tanı Koyma Süreci
DKB olan hastalar, psikiyatrist ya da psikologlara dolaylı belirtilerle başvurabilir, bu durum da tanı koyma problemlerine sebep olabilir. Klinisyenlerce doğru tanılama işleminin çok önemli olduğu DKB, uygun bir psikoterapi programı ile tamamen tedavi edilebilir.
DKB tanısı koymak için, hastanın detaylı bir psikiyatrik değerlendirmeden geçmesi gerekir. Bu değerlendirme sırasında, hastanın geçmiş travmatik deneyimleri, semptomları ve işlevselliği hakkında bilgi toplanır. Ayrıca, çeşitli psikolojik testler ve ölçekler de tanı sürecine yardımcı olabilir.
Dissosiyatif Kimlik Bozukluğu ile Yaşamak: Umut Var mı?
Dissosiyatif Kimlik Bozukluğu, karmaşık ve zorlu bir ruhsal bozukluk olsa da, uygun tedavi ve destekle iyileşme mümkündür. Psikoterapi, bu hastalığın tedavisinde temel taşlardan biridir ve hastaların alter kişiliklerini anlamalarına, travmatik deneyimleriyle yüzleşmelerine ve bütünleşmelerine yardımcı olur. Anksiyete terapisi gibi yaklaşımlar da semptomların yönetilmesinde etkili olabilir.
Unutmayın, DKB yaşayan bireyler yalnız değillerdir ve yardım almak için birçok kaynak bulunmaktadır. Profesyonel destek ve doğru tedavi ile bu zorluğun üstesinden gelmek ve daha sağlıklı bir yaşam sürmek mümkündür.