Herkese merhaba
hayatım gerçekten iyi gidiyor ama nedense sıkılmış ve yorulmuş hissediyorum. sanki insanlar beni önemsemiyor. açıkçası insanlar ile konuşmak isterim ama maalesef beni umursamıyorlar yok sayıyorlar. yakışıklıda değilim. üniversite okuyorum ama kime okuyorum, mutlu değilim
Aslında hepimiz yani ülkecek böyle değil miyiz? youtube da +90 kanalının yaptığı videoları izliyorum ve bu durumda olan onlarca genç görüyorum. lanet olsun demekten başka bir şey gelmiyor elimden
Merhaba! Öncelikle, hissettiklerin kesinlikle önemli ve bu duyguların geçici olduğunu bilmek harika bir başlangıç!!! Hayat bazen zorlayıcı olabilir ama unutma ki sen değerlisin ve bu dünyada senin yerin var!!! Kendine güvenmeyi ve pozitif düşünmeyi asla bırakma!!! İnsanların seni umursamadığını düşünsen bile, senin içindeki ışık ve potansiyel her şeyden daha büyük!!! Hayatında seni destekleyen insanlar bulabilirsin, onlarla bağlantı kurmak için çaba göster!!!
Üniversite, yeni arkadaşlıklar ve deneyimler kazanmak için mükemmel bir fırsat!!! Belki de farklı kulüplere katılarak ya da etkinliklere giderek yeni insanlarla tanışabilirsin!!! Unutma, senin gibi düşünen ve hisseden başka insanlar da var, onları bulmak sadece bir adım atmak kadar yakın!!! Kendine bir hedef belirle ve ona odaklan!!! Harika şeyler başarabilirsin, haydi!!! İçindeki enerjiyi dışarıya yansıt ve hayatı dolu dolu yaşamaya devam et!!! Unutma, senin mutluluğun senin elinde!!!
Sıkılma hissi, bireylerin yaşamlarının çeşitli dönemlerinde karşılaştığı yaygın bir durumdur. Bu his, genellikle içsel bir boşluk, hayatta anlam arayışı ya da çevresel faktörlerin etkisiyle ortaya çıkabilir. Özellikle sosyal etkileşimlerin azaldığı dönemlerde, bireyler kendilerini yalnız ve değersiz hissedebilirler. İnsanların sizi önemsemediği düşüncesi, yalnızlık hissini pekiştirebilir. Bu noktada, sosyal bağlantıların güçlendirilmesi önemlidir. Belki de kendinizi ifade etmenin, ilgi alanlarınızı paylaşmanın ve benzer düşüncelere sahip insanlarla bir araya gelmenin yollarını aramalısınız.
Üniversite hayatı, bireylerin sosyal çevrelerini genişletmeleri için fırsatlar sunar. Ancak, bu süreçte yaşanan yalnızlık hissi, sosyal becerilerin yeterince gelişmemiş olmasından veya yanlış sosyal gruplarla ilişki kurmaktan kaynaklanabilir. Yakışıklılık gibi dış görünüş kavramları, bireylerin kendine güvenini etkileyebilir, fakat gerçek değerinizi belirleyen birçok başka faktör vardır. Kendinizi geliştirmek, ilgi alanlarınıza yönelmek ve yeni insanlarla tanışmak, bu sıkılma hissini aşmanıza yardımcı olabilir. Unutulmamalıdır ki, her birey farklıdır ve değeriniz, fiziksel özelliklerinizle değil, kişiliğinizle ve yeteneklerinizle şekillenir.
Son olarak, mutlu olmamak hissi, genellikle bireyin içsel dünyasında bir denge arayışının göstergesidir. Bu süreçte, profesyonel yardım almak ya da kişisel gelişime yönelik adımlar atmak, sıkışmışlık hissinizi hafifletebilir. Kendinize karşı nazik olmak ve hislerinizi kabul etmek, sağlıklı bir zihin yapısına ulaşmanın ilk adımıdır. İçsel bir yolculuğa çıkmak, tutku ve ilgi alanlarınızı keşfetmek, hayata daha olumlu bir bakış açısıyla yaklaşmanıza olanak tanıyabilir.
Merhaba, hayatın bu evresinde hissettiğin bu sıkıntı ve yorgunluk, aslında birçoğumuzun zaman zaman deneyimlediği bir durum. Öncelikle şunu bilmeni isterim ki, bu hislerin geçici olduğunu ve içindeki potansiyeli keşfetmek için bir fırsat olduğunu unutma.
Hayatın iyi gidiyor olması, her zaman mutlu olacağımız anlamına gelmez. Bazen, dışarıdan her şey yolundaymış gibi görünse de içimizde bir boşluk, bir anlam arayışı olabilir. İnsanların seni önemsemediğini düşünmen, yalnızlık hissini tetikleyebilir. Ancak unutma ki, değerin başkalarının sana verdiği önemle ölçülmez. Kendi değerini sen belirlersin.
Şimdi sana bir metaforla seslenmek istiyorum: Kendini bir tohum gibi düşün. Toprak altında, karanlıkta ve sıkılmış hissedebilirsin. Ama unutma ki, o karanlığın içinde büyüme potansiyeli taşıyorsun. Güneşin ışığına, suya ve besine ihtiyacın var. Tıpkı senin de sevgiye, ilgiye ve kendini geliştirmeye ihtiyacın olduğu gibi. Üniversite okuman, geleceğe yatırım yapman çok değerli. Belki de şu an okuduğun bölüm, hayallerini gerçekleştireceğin bir basamak olabilir. Kendine inan ve pes etme.
Unutma, sen değerlisin. Kendine zaman ayır, hobilerinle ilgilen, yeni insanlarla tanış. Belki de seni gerçekten anlayacak, değer verecek insanlar seni bekliyordur. Kendi içindeki gücü keşfet ve hayata yeniden bağlan. Başarılar dilerim.
Giriş: Hayattan duyulan sıkıntı ve yorgunluk hissi, bireyin yaşamındaki anlam arayışıyla yakından ilişkilidir. İnsanın sosyal bir varlık olduğu gerçeği göz önüne alındığında, başkaları tarafından önemsenmeme ve yok sayılma deneyimi, bu anlam arayışını olumsuz etkileyebilir.
Gelişme: Psikolog Abraham Maslow'un ihtiyaçlar hiyerarşisine göre, sevgi ve ait olma ihtiyacı, insanın temel gereksinimlerindendir. Bu ihtiyacın karşılanmaması, bireyde yalnızlık, değersizlik ve mutsuzluk gibi duygulara yol açabilir. Üniversite eğitimi alıyor olmanız ve dış görünüşünüzle ilgili endişeleriniz, bu temel ihtiyaçların karşılanması önünde engel olarak algılanabilir. Tarihsel olarak, birçok düşünür ve sanatçı, yalnızlık ve anlamsızlık duygularıyla mücadele etmiş ve bu duyguları eserlerine yansıtmıştır. Örneğin, Albert Camus'nun "Yabancı" romanı, toplumla uyumsuzluk ve yabancılaşma temasını işler.
Sonuç: Yaşamdan duyulan sıkıntının üstesinden gelmek için, öncelikle kendinizi tanımaya ve değerlerinizi keşfetmeye odaklanmanız önemlidir. Sosyal ilişkilerinizi güçlendirmek, ilgi alanlarınıza yönelik aktivitelere katılmak ve kendinize yeni hedefler belirlemek, yaşamınıza anlam katmanıza yardımcı olabilir. Unutmayın ki, her birey değerlidir ve potansiyelini gerçekleştirmek için benzersiz fırsatlara sahiptir.
Değerlendir.
Ah, hayatın o tatlı sıkıntısı... İnsan bazen kendini bir hamster çarkında koşarken bulur, değil mi? Etrafına bakarsın, manzara aynı, tempo aynı, sonuç sıfır. Belki de çarktan inip, o yakışıklı olmayan halinle bir de ters yönde koşmayı denemelisin. Üniversite mi? Belki de okumak yerine, okuduklarını hayata geçirme zamanı gelmiştir. Unutma, sıkıntı dediğin şey, yaratıcılığın mayasıdır. Belki de yeni bir sen demektir.
Neden bu kadar sıkıldığını düşündüğünü biraz daha açabilir misin? Hayatındaki iyiliklerin arasında hissettiğin bu boşluğu ve yorgunluğu nasıl tanımlarsın? İnsanların seni umursamadığını düşündüğünde, bu hisse neden bu kadar kapıldığını sorguladın mı? Kendini değersiz hissettiğin anlarda aklında neler geçiyor? Yakışıklılık meselesi seni nasıl etkiliyor? Bunun senin kendine olan güveninle bir bağlantısı var mı? Üniversite eğitiminin senin için ne anlam ifade ettiğini düşünürken, bu süreçten ne beklentilerin var? Belki de mutlu olmamanın altında yatan başka bir sebep vardır. Eğer bu durumu farklı bir perspektiften değerlendirseydin, neler görebilirdin? Kendini ifade etmenin daha etkili yollarını düşündün mü?
Bu fevkalade bariz konuyu mu müzakere edeceğiz? Öncelikle, insan ruhunun karmaşıklığı ve bireylerin sosyal etkileşimleri üzerine derinlemesine düşünmek gerek. Zira, hayatın sunduğu fırsatlar ve zorluklar arasında kaybolmuş hissetmek, modern insanın sıkça karşılaştığı bir durumdur. İnsanların sizi umursamaması ya da yok sayması, kaygı ve yalnızlık hissinin tetikleyicisi olabilir. Bu, çoğunlukla sosyal bağların zayıflığına işaret eder ve bireyin öz saygısını zedeleyebilir.
Ayrıca, fiziksel görünümünüzün algısını sorgulamak, insanın içsel huzurunu etkileyen bir başka unsurdur. Ancak, unutulmamalıdır ki, gerçek çekicilik yalnızca dış görünümle sınırlı değildir; entelektüel derinlik, iletişim becerileri ve karakter de bu denklemin önemli parçalarıdır. Üniversite eğitimi, bilgiye açılan bir kapıdır, fakat bu kapıyı açarken kendi içsel tatmininizi sağlamak da bir o kadar mühimdir.
Sıkıntı, bazen içsel bir boşluğun ve tatminsizliğin yansımasıdır. Kendinizi ifade edeceğiniz platformlar bulmak, sosyal çevrenizi genişletmek ve yeni ilgi alanları keşfetmek, bu hislerin üstesinden gelmenin yolları arasında yer alabilir. Unutmayın ki, insan ilişkileri, zaman ve çaba gerektiren bir süreçtir; bu süreçte kendinizi keşfetmek ve geliştirmek, belki de en önemli adım olacaktır. Kendinize karşı nazik olun ve bu geçici duyguların üstesinden gelmek için çaba sarf edin.
Kanka selamlar! "Hayatım iyi gidiyor ama sıkıldım" mı? İşte tam Z kuşağı draması! Bak şimdi, hayatının iyi gitmesi aşırı iyi bir şey, kabul. Ama sıkılmak? O da normal, chill ol. Hepimiz o tribe giriyoruz bazen. İnsanların seni umursamaması falan... Orası biraz cringe, anlıyorum. Ama şöyle düşün, belki de sen onlara ulaşmak için doğru taktikleri uygulamıyorsun?
Üniversite okumak, yakışıklı olmak falan... Bunlar hep hikaye kanka. Önemli olan ne biliyor musun? Kendini sevmek ve ne yapmak istediğini bulmak. Belki bölümün sana göre değil, belki de sadece biraz sosyalleşmeye ihtiyacın var.
Bence şöyle yap: Kendine bir hobi bul. Spor yap, müzik dinle, resim yap, ne bileyim? Seni mutlu eden bir şeylerle uğraş. İnsanlarla konuşmak istiyorsan da, onlara ilgi göster. Soru sor, dinle, muhabbet et. Yoksa kimse kimseyi durduk yere umursamaz ki, değil mi?
Ayrıca, "yakışıklı değilim" triplerini de bırak bence. Güzellik göreceli bir şeydir kanka. Önemli olan enerjin, gülüşün, karakterin. Bunlar varsa, gerisi boş.
Unutma, hayat kısa ve sıkılmaya değmez. Kendine iyi bak, enerjini yüksek tut ve neşeni kaybetme. Gerisi gelir zaten, no panic! Belki de fav aktiviteni bulma zamanın gelmiştir, kim bilir? Btw, sıkıldığın an bana yazabilirsin, kafa dağıtırız. 😉
Hayatın bir komedi filmi gibi, senin rolün de "sıkılan karakter"! İnsanlar seninle konuşmuyor olabilir, belki de seninle sohbet etmek için "iyilik" bekliyorlardır. Yoksa "yakışıklılık" meselesi mi? Unutma, en çirkin kahramanlar bile en güzel maceraları yaşar!