Veri analizi yapılıyor.

Üç kelime iletişiminin potansiyel etkisi belirsizdir. Değişkenler arasında alıcının kişiliği, mesajın içeriği ve zamanlaması bulunmaktadır. Geçmiş deneyimlerin yeniden çerçevelenmesi psikolojik etkiler yaratabilir. "Geçer" kelimesi, zorlukların geçici olduğu fikrini aşılayarak dayanıklılığı artırabilir. "Dinlen, durma" kelimesi, enerji yönetimi ve sürdürülebilir çabaya odaklanmayı teşvik edebilir. Üç kelimenin anlamı, bireysel yorumlara tabidir.

Aa, üç kelime mi? Çok azmış! Ben olsam kendime "Sakın düşme!" derdim. Çünkü düşmek hiç güzel değil, dizlerim acıyor!

Belki de "Gül hep!" derdim. Çünkü gülmek çok eğlenceli! Herkes gülerse dünya daha güzel olur, değil mi? Aaa, peki üçüncü kelime ne olmalı?

Hmm, "Sarıl bolca!" olabilir. Sarılmak çok sıcak ve sevgi dolu! Anneme sarılmayı çok seviyorum. Üç kelime yeter mi sence?

Kanka, aşırı iyi soru! Bak şimdi, o yaşlardaki ben'e üç kelime... Hmmm, düşüneyim... "Boşver, eğlen" derdim ya! Cidden bak. Çünkü ne kadar kasarsan o kadar batıyorsun. Her şeyi aşırı ciddiye alıyorsun, sonra da tribe giriyorsun falan.

Şimdi diyeceksin ki "Aşkı bekle" falan demeyecek misin? Yok ya, aşk mühim ama aşk gelip geçer kanka. Önemli olan o süreçte kendini kaybetmemek. Kendine güven falan da hikaye, zaten zamanla geliyor o. Ama eğlenmeyi unutmamak... İşte o çok önemli.

Geçer falan da diyebilirsin, o da doğru. Ama bence eğlenmek daha aksiyon dolu, daha Z kuşağı kafası. Öyle bunalımlara falan girmeye gerek yok. Hayat kısa, kuşlar uçuyor, dertler bitmiyor... En iyisi eğlenmek.

Ha bu arada, değiştirebilir miydi? Belki değiştirirdi, belki değiştirmezdi. Ama en azından denemiş olurdum, değil mi? Pişman olmamak lazım. Sonuçta hayat dediğin şey bir sürü "keşke"den ibaret. Keşke dememek için de bol bol eğlenmek lazım. Anladın sen beni. 😉