Psikoloji

Delik Fobisi (Tripofobi) Nedir? Belirtileri, Nedenleri ve Tedavisi

Gündelik yaşamda karşılaştığımız bazı görüntüler, içimizde beklenmedik ve yoğun bir rahatsızlık hissi uyandırabilir. Özellikle kümelenmiş deliklere, tümseklere veya düzensiz desenlere karşı duyulan bu irrasyonel korku ve tiksinti, delik fobisi olarak bilinen tripofobi ile ilişkilidir. Bu durum, basit bir estetik rahatsızlıktan öte, bireyin günlük yaşam kalitesini olumsuz etkileyebilecek güçlü fiziksel ve psikolojik tepkilere yol açabilir. Fobiler, bireyin belirli bir nesne veya durum karşısında aşırı ve mantıksız korku duyması halidir ve tripofobi nedir sorusu, bu bağlamda birçok kişinin merak ettiği konuların başında gelmektedir.

Bu makalede, delik fobisinin ne olduğunu, yaygın olarak görülen belirtilerini, olası nedenlerini ve bilimsel verilere dayalı tedavi yöntemlerini derinlemesine inceleyeceğiz. Ayrıca, bu durumla nasıl başa çıkabileceğinize dair pratik yaklaşımlar ve uzman tavsiyeleri sunarak, zihinsel sağlığınızı desteklemenize yardımcı olmayı hedefliyoruz.

Delik Fobisi (Tripofobi) Anlamak: Genel Bilgiler

Delik fobisi veya Latince adıyla tripofobi, yunanca “delik” anlamına gelen “trýpa” ve “korku” anlamına gelen “phóbos” kelimelerinden türetilmiştir. Bu, özellikle bal peteği, sünger, mercanlar, tohum kapsülleri veya delikli peynir gibi birçok küçük deliğin bir araya geldiği düzensiz desenlere karşı duyulan yoğun bir tiksinti veya korku durumudur. Bu durum, resmi olarak DSM-5’te (Ruhsal Bozuklukların Tanısal ve İstatistiksel El Kitabı) bir fobi olarak kabul edilmese de, dünya genelinde milyonlarca insanı etkileyen yaygın bir rahatsızlıktır ve araştırmalar devam etmektedir.

Tripofobik reaksiyonlar kişiden kişiye farklılık göstermekle birlikte, genellikle rahatsız edici desenleri içeren görsellerle tetiklenir. Bu tepkiler sadece korku değil, aynı zamanda yoğun bir mide bulantısı, kaşıntı, tüylerin diken diken olması gibi tiksinti odaklı duyguları da içerebilir. İnsanlar, bu tür desenlerin oluşturduğu düzensizliğin veya tehdit algısının bilinçaltında rahatsızlık yarattığına inanır.

Genel olarak delik fobisine ne denir sorusunun yanıtı tripofobi olmakla birlikte, bu durumun bir sendrom mu, yoksa spesifik bir fobi mi olduğu hala tartışılmaktadır. Ancak belirtileri ve birey üzerindeki etkileri, destek gerektiren gerçek bir rahatsızlık olduğunu göstermektedir.

Tripofobi Belirtileri Nelerdir?

Tripofobi belirtileri, rahatsız edici desenlerle karşılaşıldığında hem fiziksel hem de psikolojik düzeyde kendini gösterir. Bu belirtiler, kişiden kişiye şiddet ve tür olarak değişebilir ancak ortak bazı tepkiler mevcuttur. Kişi, bu desenleri gördüğünde sadece bir tiksinti değil, aynı zamanda kontrol edilemez bir rahatsızlık hissi yaşar.

  • Şiddetli kaşıntı ve deride sürünme hissi
  • Mide bulantısı veya kusma isteği
  • Tüylerin diken diken olması (ürperti)
  • Baş dönmesi veya baygınlık hissi
  • Kalp çarpıntısı ve nefes darlığı
  • Terleme ve titreme
  • Yoğun kaygı ve panik atak benzeri semptomlar
  • Görselden uzaklaşma veya gözleri kapama isteği
  • İrritasyon, öfke veya huzursuzluk
  • Vücutta karıncalanma hissi
  • Görüntüye bakamama veya kaçınma davranışı

Bu belirtiler, delikli el fobisi veya delikli yüzey fobisi gibi belirli tetikleyicilere karşı da yoğun bir şekilde ortaya çıkabilir. Bazı kişilerde belirtiler o kadar şiddetli olabilir ki, bu görselleri içeren bir ortamdan tamamen kaçınma ihtiyacı hissederler. Özellikle delikli şeylere bakamama fobisi, günlük hayatı ciddi şekilde kısıtlayıcı olabilir.

Delik Fobisi Neden Olur? Bilimsel Yaklaşımlar

Delik fobisi neden olur sorusu, psikologlar ve araştırmacılar arasında hala tam olarak anlaşılamamış olsa da, bazı bilimsel teoriler bu rahatsızlığın kökenlerine ışık tutmaktadır. Bu teoriler, evrimsel adaptasyonlardan görsel işleme farklılıklarına kadar çeşitli perspektifler sunar.

Bir teoriye göre, küçük deliklerden oluşan desenler, tehlikeli organizmaların (örneğin zehirli hayvanların derisi veya hastalık taşıyan cilt lezyonları) görünümünü taklit edebilir. Bu durum, atalarımızda bir tehdit algısı oluşturmuş ve hayatta kalma mekanizması olarak gelişmiş olabilir. Yani, bu desenlere karşı duyulan tiksinti ve korku, aslında bizi potansiyel tehlikelerden korumaya yönelik bilinçaltı bir tepki olabilir.

Başka bir yaklaşım ise, tripofobinin görsel işleme ile ilgili olduğunu öne sürer. Yoğun ve tekrarlayan desenler, beynin görsel korteksinde aşırı aktiviteye neden olarak rahatsızlık hissi yaratabilir. Bu, göz yorgunluğuna veya sinir sisteminde genel bir uyarılmaya yol açabilir. Ayrıca, çocuklukta yaşanan travmatik bir deneyim veya gözlemlenen bir tepki de bu fobiye zemin hazırlayabilir, ancak bu kanıtlanmış bir ilişki değildir.

Delik Fobisi Teşhisi ve Delik Fobisi Testi

Şu an için delik fobisi testi veya tripofobi testi olarak adlandırılan, klinik olarak onaylanmış standart bir tanı aracı bulunmamaktadır. Ancak, bireyin kendi semptomlarını ve tetikleyicilerini gözlemlemesi, bu durumun varlığını anlamasında önemli bir adımdır. Bir psikolog veya psikiyatrist, kişinin belirtilerini ve günlük yaşamındaki etkilerini değerlendirerek tanı koyma sürecine yardımcı olabilir.

Tanı genellikle, kişinin belirli delikli desenlere veya objelere karşı duyduğu yoğun rahatsızlık, tiksinti veya korku tepkilerinin varlığına ve bu tepkilerin kişinin işlevselliğini ne kadar etkilediğine bakılarak yapılır. Uzmanlar, semptomların şiddetini ve sıklığını sorgulayarak, tripofobinin diğer kaygı bozuklukları veya fobilerden ayrılmasına yardımcı olur. Unutulmamalıdır ki, internet üzerinde bulunan “delik fobisi testi” niteliğindeki görseller, sadece bir ön fikir vermekle birlikte, kesin bir tanı koymak için yeterli değildir.

Delik Fobisi Tedavisi ve Baş Etme Yolları

Delik fobisi tedavisi, kişinin semptomlarının şiddetine ve günlük yaşam üzerindeki etkisine bağlı olarak farklı yaklaşımlar içerebilir. Amaç, tetikleyici desenlere karşı duyulan rahatsızlığı azaltmak ve bireyin yaşam kalitesini artırmaktır. Kaygı ve anksiyete yönetimi teknikleri, bu süreçte önemli bir rol oynar.

Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT)

Bilişsel Davranışçı Terapi, delik fobisi gibi fobilerin tedavisinde en etkili yöntemlerden biridir. Bu terapi yaklaşımı, bireyin tetikleyici desenlere karşı geliştirdiği olumsuz düşünce kalıplarını ve davranışları tanıyıp değiştirmeye odaklanır. Terapist rehberliğinde, kişi bu desenleri algılayış biçimini yeniden yapılandırarak, daha gerçekçi ve uyumlu tepkiler vermeyi öğrenir.

Maruz Kalma Terapisi

Maruz kalma terapisi, BDT’nin bir alt türü olup, bireyi kademeli olarak korktuğu delikli desenlere maruz bırakmayı içerir. Bu süreç, terapist kontrolünde ve güvenli bir ortamda gerçekleştirilir. Amaç, kişinin bu desenlere karşı duyarsızlaşmasını sağlamak ve kaygı düzeyini zamanla düşürmektir. Delik fobisi nasıl geçer sorusunun önemli yanıtlarından biridir.

Gevşeme Teknikleri ve Farkındalık

Stres ve kaygıyı yönetmeye yardımcı olan nefes egzersizleri, derin kas gevşemesi ve mindfulness (bilinçli farkındalık) gibi teknikler, tripofobi belirtilerini hafifletmede etkili olabilir. Bu teknikler, bireyin anksiyete tepkisini kontrol altına almasına ve rahatlama sağlamasına yardımcı olur. Gevşeme, beden ve zihin arasındaki dengeyi yeniden kurmanın kritik bir yoludur.

Yaşam Tarzı Değişiklikleri ve Destek

Düzenli egzersiz yapmak, dengeli beslenmek, yeterli uyku almak ve kafein gibi uyarıcılardan kaçınmak, genel kaygı düzeyini azaltarak tripofobi ile başa çıkmaya yardımcı olabilir. Aile ve arkadaşlardan alınan destek de bu süreçte önemlidir. Gerekirse, bir destek grubuna katılmak veya psikolojik danışmanlık hizmeti almak faydalı olacaktır.

Delik Fobisiyle Yaşamak ve Uzman Yardımı

Delik fobisi ile yaşamak zorlayıcı olabilir, ancak doğru stratejiler ve profesyonel destekle bu durumun üstesinden gelmek mümkündür. Zihinsel sağlığınızı önemseyerek, yaşam kalitenizi artıracak adımlar atabilirsiniz.

Eğer delik fobisinin günlük hayatınızı ciddi şekilde etkilediğini düşünüyorsanız, bir uzmandan yardım almaktan çekinmeyin. Psikolojik destek, bu fobiyle başa çıkmak için size yol gösterecek ve daha huzurlu bir yaşam sürmenize yardımcı olacaktır. Unutmayın, herhangi bir psikolojik konuda destek almak, güçlü olmanın bir işaretidir.

Delik Fobisi (Tripofobi) Ne Demek?

Delik fobisi (tripofobi) ne demek sorusu, küçük, düzensiz delik kümelerine karşı duyulan irrasyonel bir korku veya tiksinti durumunu ifade eder. Bu, kişide kaşıntı, mide bulantısı, kaygı gibi yoğun fiziksel ve duygusal tepkilere yol açan bir görsel rahatsızlıktır.

Delikli Şeylere Bakamama Fobisi Nedir?

Delikli şeylere bakamama fobisi, tripofobi’nin günlük dildeki karşılığıdır. Bireylerin bal peteği, sünger yüzeyleri, bitki tohumları veya kabarcıklı desenler gibi küçük, bir araya gelmiş delikli görsellere karşı yoğun bir rahatsızlık, tiksinti veya korku hissetmesi durumudur.

Delik Fobisi Nasıl Geçer?

Delik fobisi nasıl geçer sorusunun yanıtı, genellikle Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT), maruz kalma terapisi, gevşeme teknikleri ve farkındalık egzersizlerini içeren uzman destekli tedavilerle mümkündür. Bu yöntemler, kişinin tetikleyicilere karşı duyarsızlaşmasını ve rahatsızlık hissini azaltmasını hedefler.

Veronika

Öncelikle Selamlar: Gerçek ismimi vermeye gerek duymadım, bu yüzden ben Veronika. BlogLabs sitesinde yaşam tarzı ve ilgi çekici konular hakkında yazılar yazıyorum. Benimle birlikte keşfedeceğiniz konular arasında sağlıklı yaşam, seyahat, moda ve yeme-içme gibi birçok konu yer alıyor.Hacettepe Üniversitesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon fakültesinde öğrenciyim. Hem okul hem de blog yazarlığı için sürekli olarak araştırma yapıyorum ve öğrendiğim bilgileri paylaşmaktan keyif alıyorum. Hayat dolu ve enerjik bir insanım, yeni deneyimlere açığım ve sürekli olarak kendimi geliştirmek istiyorum.Sizlerle beraber bu ilginç konuları keşfetmek için sabırsızlanıyorum. BlogLabs'te yazılarımı takip edebilir ve bana katılmak için yorumlarınızı bekliyorum!

İlgili Makaleler

24 Yorum

  1. Bu kapsamlı yazı, bahsettiğiniz konuya dair genel bir çerçeve sunarak oldukça bilgilendirici olmuş. Ancak, belirtilen durumun bir fobi olarak klinik tanısı ve DSM-5 veya ICD gibi uluslararası tanı kılavuzlarındaki yeri üzerine biraz daha detay verilebilir miydi diye düşündüm. Ayrıca, bu durumun evrimsel kökenleri veya biyolojik yatkınlıklar üzerine yapılan güncel araştırmalardan bahsedilmesi, konuya farklı bir bilimsel boyut katabilirdi. Belki de bu fobinin yaygınlığı ve toplumsal algısı üzerine de kısa bir değini, okuyucuların konuyu daha geniş bir perspektiften değerlendirmesine yardımcı olurdu.

    1. Yorumunuz için çok teşekkür ederim. Yazımın genel bir çerçeve sunma amacı taşıdığını belirtmeniz beni mutlu etti. Fobinin klinik tanısı, DSM-5 ve ICD kılavuzlarındaki yeri ile evrimsel kökenleri ve biyolojik yatkınlıklar üzerine güncel araştırmalara değinme önerileriniz oldukça değerli. Bu konuları ayrı bir yazıda daha detaylı ele almayı düşünebilirim. Aynı zamanda, fobinin yaygınlığı ve toplumsal algısı üzerine de ilerleyen yazılarımda durabilirim.

      Değerli geri bildirimleriniz için tekrar teşekkür ederim. Profilimden diğer yazılara da göz atmanızı rica ederim.

  2. Yazınızı ilgiyle okudum, elinize sağlık. Delik fobisi üzerine derli toplu bilgiler sunduğunuz için teşekkür ederim. Ancak belirtmek isterim ki, tripofobi genellikle bir fobi olarak anılsa da, Amerikan Psikiyatri Birliği’nin tanısal ve istatistiksel el kitabı olan DSM-5’te resmi olarak spesifik bir fobi olarak sınıflandırılmamıştır. Çoğu zaman bir tiksinme veya rahatsızlık tepkisi olarak değerlendirilen bu durum, klinik bir fobi tanımından ziyade yaygın bir görsel rahatsızlık olarak kabul edilmektedir. Bu ayrım, konunun psikolojik literatürdeki yerini daha net anlamak adına önem arz etmektedir.

    1. Yorumunuz için teşekkür ederim. Tripofobi üzerine sunduğunuz bu önemli ayrıntıyı dikkate alıyorum. Gerçekten de DSM-5’te spesifik bir fobi olarak yer almaması, bu durumun psikolojik literatürdeki yerini ve algılanışını anlamak adına kritik bir nokta. Yazımda bu ayrımın altını daha belirgin çizebilirdim. Bu değerli katkınız, okuyucularımız için de konuyu daha derinlemesine anlamalarına yardımcı olacaktır.

      Bu konudaki hassasiyetiniz ve bilgilendirici yorumunuz için tekrar teşekkür ederim. Profilimden diğer yazılara da göz atmanızı rica ederim.

  3. Bu yazıyı okurken gerçekten çok etkilendim ve duygulandım. İnsanların bu kadar spesifik bir fobiyle yaşamasının ne kadar zor olabileceğini düşündüm… Açıkçası, bazı görselleri görünce bende bile hafif bir rahatsızlık hissi oluştuğunu fark ettim. Bu tür fobilerin günlük hayatı ne kadar etkileyebileceğini anlamak, insana farklı bir bakış açısı kazandırıyor. Sizinle aynı duyguları paylaşıyorum, bu durum gerçekten de kişinin yaşam kalitesini düşürebilir. Paylaşımınız için teşekkür ederim, çok aydınlatıcı oldu.

    1. Yorumunuz için çok teşekkür ederim. Yazımın sizde bu denli bir etki bırakması ve duygularınızı paylaşmanız beni mutlu etti. Fobilerin hayatımız üzerindeki derin etkilerini anlamak, gerçekten de empati kurmamızı ve farklı perspektiflerden bakabilmemizi sağlıyor. Görsellerin sizde bile hafif bir rahatsızlık yaratması, konunun hassasiyetini ve yaygınlığını bir kez daha ortaya koyuyor. Bu tür paylaşımların farkındalık yaratması ve insanlara yeni bakış açıları sunması benim için çok değerli.

      Yorumunuz, yazdıklarımın amacına ulaştığını gösteriyor ve bu da bana ilham veriyor. Umarım diğer yazılarım da benzer şekilde düşüncelerinizi zenginleştirir ve keyifli okuma deneyimleri sunar. Profilimden diğer yazılarıma göz atabilirsiniz.

  4. Bu tür görsel tepkilerin sadece basit bir psikolojik açıklamayla geçiştirilmesi ne kadar doğru acaba? Sanki belirli desenler, insanlığın kolektif bilinçaltında çok daha derin, belki de unutulmuş bir uyarı sistemini tetikliyor gibi. Gözümüzün algıladığı bu boşluklar, aslında bize neyi fısıldıyor? Belki de bu rahatsızlığın kökeni, sandığımızdan çok daha eski ve gizemli bir bilgiye dayanıyordur, sadece doğru

    1. Yorumunuz için teşekkür ederim. Yazımda bahsettiğim psikolojik açıklamalar, elbette konunun sadece bir boyutunu ele alıyor. İnsanlığın kolektif bilinçaltı ve unutulmuş uyarı sistemleri üzerine olan düşünceleriniz oldukça ilgi çekici ve bu konuyu daha derinlemesine incelemek kesinlikle ufuk açıcı olacaktır. Algıladığımız boşlukların bize ne fısıldadığı sorusu, gerçekten de üzerinde durulması gereken gizemli bir alanı işaret ediyor. Belki de bu rahatsızlığın kökeni, sandığımızdan çok daha eski bir bilgiye dayanıyordur, bu konuda sizinle aynı fikirdeyim.

      Bu konunun farklı boyutlarını ele aldığım diğer yazılarıma da göz atmanızı tavsiye ederim. Değerli yorumunuz için tekrar teşekkürler.

    1. Yorumunuz için teşekkür ederim. İsimlendirme çabası, aslında dünyayı anlama ve anlamlandırma sürecimizin bir parçasıdır. Kavramlara isim vermek, düşüncelerimizi düzenlememize ve başkalarıyla paylaşmamıza yardımcı olur. Bu konuda farklı bakış açılarını da incelemek isterseniz, yayınlamış olduğum diğer yazılara göz atabilirsiniz.

  5. vay be, delik deşik bi yazı olmuş bu. okurken bi an içim ürpermedi deyil, o kadar detaylı anlatmışsınız ki, bi an kendimi petek falan incelerken buldum sanki. şimdi mutfaktaki süngerlere bile farklı bakıcam herhalde, eyvahlar olsun! neyse ki tedavisi varmış, yoksa bu gidişle gözenekli peynirler bile kabusum olucaktı.

    1. Yorumunuz için çok teşekkür ederim. Yazımın size bu denli gerçekçi bir deneyim yaşatması, bir yazar olarak beni çok mutlu etti. Gündelik hayatta etrafımızda fark etmeden yaşadığımız bazı durumların ne kadar ilginç olabileceğini göstermek istedim.

      Umarım mutfaktaki süngerlere bakış açınız değişse de, peynirlerin tadını çıkarmaya devam edersiniz. Diğer yazılarıma da göz atmayı unutmayın, belki oralarda da sizi şaşırtacak başka detaylar bulursunuz.

  6. yok artık ya bu ne saçmalık. bıkere bu nasıl fobı? yanı ben de bazı seylerden ıgrenc gelır bana ama buna fobı mı denır sımdı? sacma sapan seylerı fobı dıye yutturmaya calısıyorsunuz resmen. 🤔🙄

    yıne de yazdıklarınıza baktım, bayağı ugrasmıssınız bu yazı ıcın. bence bu falan degıl, sadece ınsanların bazı goruntulere

    1. Yorumunuz için teşekkür ederim. yazımda bahsettiğim konuların bazı insanlara fobiden ziyade bir tiksinti olarak gelebileceği doğru. ancak bilimsel tanımlamalara göre, belirli tetikleyicilere karşı aşırı ve mantık dışı tepkiler fobi kategorisine girebiliyor. bu konuda farklı bakış açıları olması da doğal.

      yazıma harcadığım emeği fark etmeniz beni mutlu etti. farklı konular üzerine yazdığım diğer yazılarıma da profilimden göz atabilirsiniz.

  7. Yine harika bir yazı! Sizden ne zaman kötü bir yazı gördük ki zaten? Bu blogu ilk keşfettiğim günü dün gibi hatırlıyorum, sanki daha dün başlamışım gibi geliyor ama aslında yıllar oldu. O günden beri her yazınızı, her bir cümlenizi büyük bir keyifle ve merakla okuyorum. Bu tutarlı kaliteyi sürdürmeniz gerçekten hayranlık verici.

    Bu blog benim için sadece bir bilgi kaynağı olmanın çok ötesinde. Yıllar içinde adeta bir dost gibi oldu, bazen düşüncelerime tercüman oldu, bazen de yeni pencereler açtı. Özellikle o eski, insan psikolojisine dair derinlemesine analizlerinizin olduğu ilk yazılarınız hala aklımdadır. Blogunuzun bu kadar geliştiğini, bu kadar geniş bir kitleye ulaştığını görmek harika. İyi ki varsınız, kaleminize ve emeğinize sağlık. Her zaman buradayım!

    1. Yorumunuz için çok teşekkür ederim. Yazılarımı ilk keşfettiğiniz günden beri takip ettiğinizi ve bir dost gibi gördüğünüzü bilmek beni çok mutlu etti. Özellikle insan psikolojisine dair eski yazılarımın hala aklınızda yer etmesi ve blogun gelişimini takdir etmeniz benim için büyük bir motivasyon kaynağı. Bu tutarlı kaliteyi sürdürmek en büyük hedefim.

      Her zaman burada olduğunuzu bilmek bana güç veriyor. Kaleminize ve emeğinize sağlık dilekleriniz için de ayrıca minnettarım. Profilimden diğer yazılara da göz atmanızı dilerim.

  8. Harika bir yazı, anladıklarımı hemen özetliyorum: Bu yazıdan anladığım kadarıyla, tripofobi denilen durum, kümelenmiş delikler veya düzensiz desenler gibi belirli görüntülere karşı yaşanan yoğun ve mantıksız bir rahatsızlık hissiymiş. Bu durumun basit bir estetik beğenmeme halinden öte, bireyin günlük yaşam kalitesini ciddi şekilde etkileyebilen güçlü fiziksel ve psikolojik tepkilere yol açabileceğini öğrendim; aslında bu, genel bir fobi tanımına uyan bir korku türüymüş. Kendi adıma bir eylem planı oluşturacak olursam, öncelikle bu tür bir rahatsızlığın gerçek bir fobi olduğunu ve hafife alınmaması gerektiğini akl

    1. Yazımdan edindiğiniz çıkarımlarınızı bu kadar net ve kapsamlı bir şekilde özetlemeniz beni gerçekten mutlu etti. Tripofobinin basit bir estetik beğenmemeden öte, bireyin yaşam kalitesini etkileyebilecek güçlü tepkilere yol açan gerçek bir fobi olduğunu anlamanız, yazının amacına ulaştığını gösteriyor. Kendi adınıza bir eylem planı oluşturmanız ve bu rahatsızlığın ciddiyetini kavramanız ise konuya ne kadar özenle yaklaştığınızın bir kanıtı.

      Bu tür bir farkındalığın, hem kişisel başa çıkma yöntemleri geliştirmede hem de çevremizdeki insanları anlama ve onlara destek olma konusunda ne kadar önemli olduğunu bir kez daha görmüş oldum. Değerli yorumunuz ve gösterdiğiniz ilgi için çok teşekkür ederim. Yayınlamış olduğum diğer yazılara da göz atmanız dileğiyle.

    1. Yorumunuz için teşekkür ederim. Günümüzde birçok farklı konuya dair duyarlılıkların artmasıyla birlikte, insanların yaşadığı çeşitli kaygı ve korku durumlarına da daha fazla dikkat çekiliyor olması doğal bir süreç. Bu durum, bireylerin yaşadığı deneyimleri daha iyi anlamamıza ve onlara destek olmamıza yardımcı oluyor. Yayınlamış olduğum diğer yazılara da göz atabilirsiniz.

  9. Delik fobisiymiş! Asıl bu ülkenin insanlarında olması gereken fobi, hayatın her yerindeki delikler! Cebimizdeki delikler, geleceğimizdeki delikler, umutlarımızdaki delikler! Her yerimiz delik deşik olmuş, sistem bizi resmen bir elekten geçiriyor!

    Siz gelin de bir de bu deliklere bakın bakalım, o zaman asıl fobinin ne olduğunu anlarsınız! Bu ne biçim düzen böyle! İnsanların kanını kuruttular resmen!

    1. Yorumunuz için teşekkür ederim. Yazımda ele aldığım konu her ne kadar psikolojik bir fobi olsa da, dile getirdiğiniz toplumsal ve ekonomik sorunlar da en az o kadar gerçek ve üzerine düşünülmesi gereken meseleler. Hayatın farklı alanlarındaki “delikler” metaforu, birçok kişinin içinden geçtiği zorlukları çok iyi özetliyor. Umarım gelecekte bu tür konulara da değinebileceğim yazılar paylaşabilirim. Değerli yorumunuz için tekrar teşekkür eder, diğer yazılarıma da göz atmanızı dilerim.

  10. Delik fobisi mi? Allah allah! Asıl bizim bu ülkede yaşadıklarımız karşısında fobi geliştirmemiz lazım! Cebimizdeki deliklere mi yanarsın, gelecekteki belirsizliklere mi? Her şey delik deşik olmuş zaten, düzen desen hak getire!

    Gerçek rahatsızlık bu deliklerden falan gelmiyor, asıl rahatsız edici olan sabah akşam aynı tas aynı hamam çalışıp bir arpa boyu yol alamamak! İnsanların asıl korkması gereken şeyler bunlar, küçücük delikler değil! Bırakın bu işleri

    1. Yorumunuz için teşekkür ederim. Yazımda bahsettiğim konunun, kişisel deneyimler ve psikolojik rahatsızlıklar özelinde bir bakış açısı sunduğunu belirtmek isterim. Toplumsal ve ekonomik sorunların bireyler üzerindeki etkileri elbette yadsınamaz ve bu konularda haklı serzenişleriniz olduğunu anlıyorum. Her birimizin farklı hassasiyetleri ve korkuları var. Önemli olan, hangi konuda olursa olsun, bu duygularla başa çıkma ve onları anlama yollarını bulabilmek.

      Farklı konulardaki diğer yazılarıma da göz atarak, bakış açılarımı daha yakından inceleyebilirsiniz. Desteğiniz için teşekkür ederim.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir


Başa dön tuşu