Dalgalardan Korkma Hastalığı: Kimofobi & Talasofobi Nedir?

Dalga görmekten ya da dalgalara ait bir fotoğraf bile görmekten korktuğunuz oldu mu? Bu duruma kimofobi ya da dalgalardan korkma hastalığı denir. Ancak bir diğer fobi olan talasofobi, bir kişinin deniz ve okyanustan korkma durumudur. Her ne kadar da birbirlerine benzeseler de dalgalardan korkma hastalığı aslında farklıdır. Dünyada ne kadar nesne veya durum varsa bi o kadar da fobi vardır.

Bazı fobiler diğerlerinden daha yaygındır ve bazıları gerçekten tuhaftır. Bu yazımızda sizlere dalgalardan korkma hastalığı olarak bilinen kimofobiden bahsedeceğiz. Çayınız, kahveniz hazırsa başlayalım:

Dalgalardan korkma hastalığı (kimofobi) nedir?

Kimofobi spesifik bir fobi, başka bir deyişle bir anksiyete bozukluğudur. Deniz dalgalarına ve dalga hareketlerine karşı yoğun, orantısız ve mantıksız bir korku olarak bilinir. Aşağıda bağlı olduğu fobi türlerini sıraladım. Kimofobi, aşağıdaki fobilere bağlı bir fobidir.

• Simofobi: Deniz yosunlarından veya deniz bitkilerinden korkma.
• Akuafobi: Suyun içinde olmaktan veya suya girmekten korkma.
• Batofobi: Derin sular veya okyanuslardan korkma.
• Talasofobi: Büyük su kütlelerinden, özellikle okyanuslardan korkma.
• Ablutofobi: Yıkanmaya veya yıkama korkusu olarak bilinir.

Su fobisi oldukça yaygın bir fobi iken (özellikle çocuklukta), dalga fobisi daha az yaygındır. Simofobinin su fobisinin bir çeşidi olduğu söylenebilir. Kimofobi nedir anladığımıza göre, konunun biraz daha derinlerine inelim.

Kimofobi nedenleri: Sudan neden korkuyorlar?

Dalgalardan korkma hastalığı çocukluk döneminde gelişir. Hangi fobiye sahip olursanız olun, aşağıda sıraladığımız nedenlerden ötürü bir fobi geliştirmiş olabilirsiniz.

1. Travma:

Dalgalarla ilgili travmatik bir deneyim yaşamak kimofobinin en olası nedenlerinden biridir. Bu deneyimler şunlar olabilir:

• Bir dalga tarafından yaralanmak (örneğin sörf yaparken)
• Dalgalar tarafından boğulma tehlikesi yaşamak
• Yakın birinin dalgalar tarafından boğulduğunu görmek

2. Gözlemsel Öğrenme:

Gözlemsel öğrenme, bir kişinin başkalarının deneyimlerinden ders almasıdır. Kimofobi vakalarında, bir cankurtaranın dalgalar tarafından boğulma tehlikesi yaşayan insanları kurtarmasını veya dalgalar tarafından yaralanan insanları görmesi gözlemsel öğrenmeye örnek olabilir.

Cankurtaran olmak bu fobiyi gözlemsel öğrenme yoluyla geliştirmek için gerekli değildir. Dalgalar tarafından yaralanan insanları gören veya boğulma haberlerini okuyan herkes kimofobi geliştirebilir. Bu tür deneyimler, genellikle suyla ilgili korkulara yol açar ve bu da denizden ve dalgalardan korkmaya dönüşebilir.

3. Kişisel Yatkınlık:

Bazı insanların anksiyete bozukluklarına karşı daha yatkın olduğu bilinmektedir. Bu durum, dalgalardan korkma hastalığı olan kimofobi gibi belirli fobiler için de geçerlidir. Kişisel özellikler, genetik faktörler ve hormonal dengesizlikler gibi etkenler, bu fobiye karşı yatkınlığı artırabilir. Ailede, denizde boğulan ya da bu gibi travma yaşayan bireylerin olması da kişide deniz fobisi oluşturmaya yatkınlık gösterebilir.

Özetle:

Anlaşılacağı üzere bu fobiler çocukluk gibi erken yaşta sıkça görülür. Özellikle bir çocuğun bu bir boğulma haberini alması, kimofobi gibi fobilere zemin hazırlar. Yetişkin bireylerde de bu durum sonradan gelişebilir.

Dalgalardan korkma hastalığı tedavisi nasıl olur?

Kimofobi veya diğer denizden korkma fobilerinin tedavisinde ilaçlar kullanılmaz. Ancak ciddi bir korku durumu söz konusu ise, kişi sadece dalga fotoğrafı gördüğünde bile nefes alamamaya başlıyorsa, bu durumda bazı ilaç tedavileri düşünülebilir. Ancak unutulmamalıdır ki dalga fobisi için değil, arkasında yatan anksiyete bozukluğu nedeniyle ilaç tedavisi uygulanır. 

Kimofobi Tedavisi

Bilişsel Terapi:
Bilişsel terapi, hastanın dalgalar ve denizle ilgili katastrofik düşüncelerini gerçekçi bir bakış açısıyla değerlendirmesine yardımcı olur. Bu düşünceler genellikle “kendime zarar vereceğim“, “bu dalga beni boğacak“, “deniz güvenli bir yer değil” gibi abartılı ve olumsuz inançlar içerir. Bilişsel terapi, bu tür düşünceleri yeniden yapılandırarak hastanın daha uyumlu, gerçekçi ve güvenilir bir bakış açısı kazanmasını sağlar.

Bilişsel terapinin bir parçası olarak, hastanın dalgaların neden olduğu yüksek kaygı ile başa çıkabilmesi için çeşitli başa çıkma stratejileri de öğretilir. Bu stratejiler, derin nefes alma, gevşeme teknikleri ve dikkat dağıtma gibi yöntemleri içerebilir.

Önerilen Yazı: Telefonda Konuşamama Fobisi Olan TeleFobi Nedir? Nasıl Geçer?

Maruz Bırakma Terapisi:
Maruz bırakma terapisinde hasta korkulan uyaranla, yani dalgalarla kademeli olarak yüzleştirilir. Bu, en az kaygı uyandıran unsurlardan başlayıp en yüksek kaygı uyandıran unsurlara kadar ilerleyen bir hiyerarşi şeklinde gerçekleşir. Anlayacağınız üzere, korkunun üzerine giderek tedavi edilmeye çalışılır.

Maruz bırakma terapisi, hastanın dalgaların kontrol edilemez olmadığını ve kaygı ile başa çıkabilme becerisine sahip olduğunu görmesine yardımcı olur. İlk aşamalarda deniz suyunu uzaktan izlemek gibi basit unsurlar kullanılırken, zamanla dalgalara daha yakın olmak, denize girmek ve yüzmek gibi daha zorlayıcı unsurlar da terapiye dahil edilebilir. Dalgalardan korkma hastalığı bir anda yok geçmez, zamanla belirtiler kaybolur.

Diğer Tedavi Yöntemleri:

Bazı durumlarda, psikoterapiye ek olarak ilaç tedavisi de kullanılabilir. Anksiyete ve panik atak semptomlarını hafifletmek için antidepresan veya anti anksiyete ilaçları reçete edilebilir.

Ayrıca, meditasyon, yoga ve mindfulness gibi teknikler de kaygı ve stresi yönetmek için yardımcı olabilir.

Dalgadan korkma hastalığı olan kimofobi tedavisinde en önemli unsur, hastanın korkularıyla yüzleşmeye ve kaygı ile başa çıkma becerilerini geliştirmeye istekli olmasıdır. Doğru tedavi yöntemi ve hastanın aktif katılımı ile kimofobinin üstesinden gelmek mümkündür.