Kişisel Gelişim

Çevreniz Davranışlarınızı Nasıl Şekillendiriyor?

1952 yılında çocuk felci, Amerika’da diğer bulaşıcı hastalıklardan daha fazla çocuğun ölümüne neden oldu. O yıl yaklaşık 58.000 kişi enfekte olmuştu. Durum bir salgın haline gelmek üzereydi ve ülke çaresizce bir aşıya ihtiyaç duyuyordu. Pittsburgh Üniversitesi’ndeki küçük bir laboratuvarda, Jonas Salk adında genç bir araştırmacı, çare bulmak için yorulmadan çalışıyordu. Ancak tüm çabalarına rağmen Salk, tıkanmıştı. Çocuk felci aşısı arayışı her dönüşte bir çıkmazla karşılaşıyordu. Sonunda, bir molaya ihtiyacı olduğuna karar verdi. Salk laboratuvarı terk etti ve İtalya’nın merkezindeki sessiz tepelere çekildi. Peki, çevremizin düşüncelerimiz ve eylemlerimiz üzerindeki etkisi ne kadar büyük?

Bu makalede, çevrenin davranışlarımız üzerindeki şaşırtıcı etkisini ve bu bilgiyi nasıl daha iyi bir yaşam sürmek için kullanabileceğimizi keşfedeceğiz. Jonas Salk’ın manastırda yaşadığı aydınlanmadan, modern araştırmaların bulgularına kadar, çevremizin bizi nasıl şekillendirdiğini ve bu gücü kendi lehimize nasıl kullanabileceğimizi inceleyeceğiz. Okumaya devam edin ve çevrenizin potansiyelini nasıl açığa çıkaracağınızı öğrenin!

Beyinler ve Binalar Arasındaki Bağlantı

Çevreniz Davranışlarınızı Nasıl Şekillendiriyor?

Araştırmacılar, yaşadığımız, çalıştığımız ve oyun oynadığımız binaların davranışlarımızı ve eylemlerimizi yönlendirmesinin çeşitli yollarını keşfettiler. Tepki verme ve yanıt verme şeklimiz genellikle içinde bulunduğumuz ortamla bağlantılıdır. Örneğin, daha fazla doğal ışık alan okulların öğrenciler için daha iyi bir öğrenme ortamı sağladığı ve sonuç olarak test puanlarının genellikle yükseldiği uzun zamandır bilinmektedir. (Doğal ışık ve doğal havanın işyerinde üretkenliği uyardığı da bilinmektedir.) Ek olarak, içine doğal unsurlar yerleştirilmiş binalar stresi azaltmaya ve bizi sakinleştirmeye yardımcı olur (bir alışveriş merkezinin içindeki ağaçları veya bir lobideki bahçeyi düşünün). Yüksek tavanlı ve geniş odalar daha geniş ve yaratıcı düşünmeyi teşvik eder.

Peki, tasarım ve davranış arasındaki bu bağlantı ben ve senin için ne anlama geliyor? Alışkanlıklarınızı ve davranışlarınızı şekillendirmek için çevrenizi nasıl kullanabilirsiniz? İşte size bazı ipuçları:

  • Çalışma alanınızı düzenleyin ve kişiselleştirin.
  • Doğal ışık ve havanın tadını çıkarın.
  • Bitkiler ve diğer doğal unsurları ekleyin.
  • Yüksek tavanlı ve geniş odalarda yaratıcı düşünmeye çalışın.
  • Dikkatinizi dağıtan unsurları ortadan kaldırın.
  • Rahat ve davetkar bir atmosfer yaratın.
  • Renklerin gücünden yararlanın (örneğin, mavi sakinleştirici, sarı ise enerji verici olabilir).
  • Ergonomik bir çalışma alanı oluşturun.
  • Müzik veya doğa sesleri gibi ortam sesleri ekleyin.
  • Farklı aktiviteler için farklı alanlar belirleyin.

Çalışma alanınızı düzenlemek ve kişiselleştirmek, kendinizi daha rahat ve üretken hissetmenize yardımcı olabilir. Kişisel dokunuşlar eklemek, motivasyonunuzu artırabilir ve odaklanmanızı kolaylaştırabilir. Dağınıklığı ortadan kaldırmak ise, zihninizi berrak tutmanıza ve gereksiz stresten kaçınmanıza yardımcı olur.

Doğal ışık ve havanın çalışma ortamınızda bulunması, hem fiziksel hem de zihinsel sağlığınız için önemlidir. Doğal ışık, D vitamini almanızı sağlar ve ruh halinizi iyileştirir. Temiz hava ise, konsantrasyonunuzu artırır ve yorgunluğu azaltır. Bu nedenle, çalışma alanınızı mümkün olduğunca doğal ışık ve havayla doldurmaya çalışın.

Çevrenizi Değiştirin, Davranışlarınızı Değiştirin

Çevreniz Davranışlarınızı Nasıl Şekillendiriyor?

Araştırmacılar, sahip olduğunuz herhangi bir alışkanlığın -iyi ya da kötü- genellikle bir tür tetikleyici veya işaretle ilişkili olduğunu göstermiştir. Son çalışmalar, bu işaretlerin genellikle çevrenizden geldiğini göstermiştir. Çoğumuz aynı evde yaşadığımız, aynı ofise gittiğimiz ve her gün aynı odalarda yemek yediğimiz için bu önemlidir. Ve bu, sürekli olarak aynı çevresel tetikleyiciler ve işaretlerle çevrili olduğunuz anlamına gelir.

Davranışınız genellikle çevreniz tarafından şekillendiriliyorsa ve aynı ortamda çalışmaya, oynamaya ve yaşamaya devam ediyorsanız, yeni alışkanlıklar oluşturmanın zor olmasına şaşmamalı. Araştırmalar bunu destekliyor. Çalışmalar, çevrenizi değiştirdiğinizde davranışlarınızı değiştirmenin ve yeni alışkanlıklar oluşturmanın daha kolay olduğunu gösteriyor. İşte size birkaç madde:

  • Yaratıcılığınızı artırmak için açık alanlara gidin.
  • Odaklanmak için daha küçük ve kapalı alanlarda çalışın.
  • Yeni fikirler için yeni yerler keşfedin.

Yaratıcı düşünmekte zorlanıyorsanız, geniş bir alana gitmek veya daha fazla doğal ışık ve temiz havaya sahip bir odaya geçmek sorunu çözmenize yardımcı olabilir. Bu durumun Jonas Salk için de geçerli olduğu görülüyor. Bu arada, odaklanmanız ve bir görevi tamamlamanız gerekiyorsa, araştırmalar daha küçük, daha kapalı bir odada çalışmanın (kendinizi klostrofobik hissetmeden, elbette) daha faydalı olduğunu gösteriyor.

Belki de en önemlisi, farklı bir odaya veya dünyanın yarısına kadar yeni bir fiziksel alana geçmek bile, karşılaştığınız işaretleri ve dolayısıyla düşüncelerinizi ve davranışlarınızı değiştirecektir. Tam anlamıyla, yeni bir ortam yeni fikirlere yol açar. Unutmayın, çevre sadece fiziksel bir mekan değil, aynı zamanda sosyal etkileşimleriniz, rutinleriniz ve hatta dijital dünyanızdır.

Alışkanlıklarınızı Şekillendirmek İçin Ortamınızı Nasıl Kullanabilirsiniz?

Çevreniz Davranışlarınızı Nasıl Şekillendiriyor?

Gelecekte, mimarların ve tasarımcıların, hastaların daha hızlı iyileştiği hastaneler, çocukların daha iyi öğrendiği okullar ve insanların daha mutlu yaşadığı evler inşa etmek için tasarım ve davranış arasındaki bağlantıyı kullanacağını umuyorum. Bununla birlikte, şimdi değişiklikler yapmaya başlayabilirsiniz. Çevrenizin kurbanı olmak zorunda değilsiniz. Aynı zamanda onun mimarı da olabilirsiniz.

İşte iyi alışkanlıklara bağlı kalabilmeniz ve kötü alışkanlıklardan kurtulabilmeniz için çevrenizi değiştirmeye yönelik basit 2 adımlı reçetem:

İyi bir alışkanlığa bağlı kalmak için, davranışı gerçekleştirmek için gereken adım sayısını azaltın. Kötü bir alışkanlıktan kurtulmak için, davranışı gerçekleştirmek için gereken adım sayısını artırın.

Daha Az TV İzlemek İçin

Fişini çekin ve bir dolaba koyun. Gerçekten bir şov izlemek istiyorsanız, çıkarabilir ve tekrar takabilirsiniz. Bu basit adım, TV izleme alışkanlığınızı önemli ölçüde azaltabilir. Çünkü TV izlemek için ekstra çaba harcamanız gerekecek ve bu da sizi caydıracaktır.

Daha Fazla Su İçmek İçin

Birkaç su şişesini doldurun ve evin etrafına yerleştirin, böylece sağlıklı bir içecek her zaman yakınınızda olsun. Su şişelerini kolayca görülebilir ve erişilebilir yerlere koymak, su içme alışkanlığınızı geliştirmenize yardımcı olur. Çünkü susadığınızda suya ulaşmak için ekstra çaba harcamanıza gerek kalmayacak.

Bir İş Kurmak İçin

Düzinelerce başka işletme sahibinin bulunduğu bir ortak çalışma alanına katılın. Bu tür bir ortamda bulunmak, sizi motive edecek, ilham verecek ve iş kurma hedefinize ulaşmanıza yardımcı olacaktır. Çünkü benzer düşünen insanlarla çevrili olmak, sizi destekleyecek ve cesaretlendirecektir.

“Tembelliğe Göre Tasarlamak”

Stanford profesörü BJ Fogg, bu yaklaşıma “tembelliğe göre tasarlamak” adını veriyor. Başka bir deyişle, çevrenizi varsayılan veya “tembel” kararınızın daha iyi bir karar olacağı şekilde değiştirin. Çevrenizi iyi davranışları teşvik edecek ve kötü davranışları engelleyecek şekilde tasarlayarak, uzun vadeli değişime bağlı kalma olasılığınızı çok daha artırırsınız. Bugün ki eylemleriniz genellikle sizi çevreleyen çevresel işaretlere bir yanıttır. Davranışınızı değiştirmek istiyorsanız, bu işaretleri değiştirmelisiniz.

Çevresel Faktörlerin Psikolojik Sağlığa Etkisi

Çevresel faktörlerin psikolojik sağlık üzerindeki etkileri üzerine yapılan araştırmalar, doğal ortamlarda zaman geçirmenin stres seviyelerini azalttığını, ruh halini iyileştirdiğini ve genel iyi oluş halini artırdığını göstermektedir. Örneğin, ormanlık alanlarda yapılan yürüyüşlerin kortizol seviyelerini düşürdüğü ve bağışıklık sistemini güçlendirdiği bulunmuştur.

Şehir Planlamasının Ruh Sağlığı Üzerindeki Rolü

Şehir planlaması, ruh sağlığı üzerinde önemli bir etkiye sahiptir. Yeşil alanların, sosyal etkileşim alanlarının ve güvenli ulaşım seçeneklerinin bulunduğu şehirler, sakinlerinin ruh sağlığını olumlu yönde etkiler. Aksine, hava kirliliğinin yüksek olduğu, gürültülü ve kalabalık şehirlerde yaşayan insanların stres, anksiyete ve depresyon gibi sorunlar yaşama olasılığı daha yüksektir.

İç Mekan Tasarımının Duygusal Durum Üzerindeki Etkisi

İç mekan tasarımı, duygusal durumumuzu önemli ölçüde etkileyebilir. Renkler, aydınlatma, mobilya düzeni ve dekoratif öğeler, duygusal tepkilerimizi tetikleyebilir. Örneğin, sıcak renkler (kırmızı, turuncu, sarı) enerji ve coşku uyandırırken, soğuk renkler (mavi, yeşil, mor) sakinlik ve huzur hissi yaratır.

Çalışma Ortamının Motivasyon ve Verimlilik Üzerindeki Önemi

Çalışma ortamı, motivasyon ve verimlilik üzerinde büyük bir etkiye sahiptir. Ergonomik bir çalışma alanı, doğal ışık, bitkiler ve sessiz bir ortam, çalışanların motivasyonunu artırır ve verimliliğini yükseltir. Ayrıca, iş arkadaşlarıyla olumlu ilişkiler kurmak ve destekleyici bir çalışma ortamı yaratmak da önemlidir.

Ev Ortamının Güven ve Huzur Duygusu Yaratmadaki Rolü

Ev ortamı, güven ve huzur duygusu yaratmada kritik bir rol oynar. Kişisel zevklere uygun olarak dekore edilmiş, düzenli ve temiz bir ev, sakinlerin kendilerini güvende, rahat ve huzurlu hissetmelerini sağlar. Ayrıca, sevdiklerimizle birlikte vakit geçirdiğimiz, anılar biriktirdiğimiz bir ev, duygusal bağlarımızı güçlendirir ve aidiyet duygumuzu artırır.

Doğal Afetlerin ve Travmatik Olayların Ruh Sağlığı Üzerindeki Yıkıcı Etkileri

Doğal afetler ve travmatik olaylar, ruh sağlığı üzerinde yıkıcı etkilere sahip olabilir. Depremler, seller, yangınlar ve savaşlar gibi olaylar, insanlarda stres, anksiyete, depresyon, travma sonrası stres bozukluğu (TSSB) ve diğer psikolojik sorunlara yol açabilir. Bu tür olaylardan etkilenen kişilere psikolojik destek sağlamak ve iyileşme süreçlerini desteklemek önemlidir.

Çevre Dostu Yaşam Tarzının Psikolojik Faydaları

Çevre dostu bir yaşam tarzı benimsemek, sadece gezegenimize değil, aynı zamanda ruh sağlığımıza da fayda sağlar. Sürdürülebilir uygulamalar (geri dönüşüm, enerji tasarrufu, organik beslenme vb.) stresi azaltır, öz saygıyı artırır ve amaç duygusunu güçlendirir. Ayrıca, doğayla daha fazla bağlantı kurmak ve çevremize duyarlı olmak, genel iyi oluş halimizi iyileştirir.

“İnsanlar çevrelerini inşa eder ve çevreleri de insanları inşa eder.” – Winston Churchill

Bu söz, çevrenin insan yaşamı üzerindeki derin etkisini vurgulamaktadır. Fiziksel, sosyal ve kültürel çevremiz, düşüncelerimizi, duygularımızı ve davranışlarımızı şekillendirir. Olumlu ve destekleyici bir çevre, potansiyelimizi ortaya çıkarmamıza ve mutlu, sağlıklı bir yaşam sürmemize yardımcı olurken, olumsuz ve stresli bir çevre, psikolojik sorunlara yol açabilir ve yaşam kalitemizi düşürebilir.

Churchill’in bu sözü, aynı zamanda çevremizi tasarlama ve şekillendirme sorumluluğumuzu da hatırlatır. Yaşadığımız, çalıştığımız ve etkileşimde bulunduğumuz ortamları bilinçli olarak tasarlayarak, kendimiz ve başkaları için daha iyi bir yaşam yaratabiliriz. Bu, sadece fiziksel mekanları değil, aynı zamanda sosyal ilişkilerimizi, kültürel değerlerimizi ve yaşam tarzımızı da içerir.

Toparlayacak Olursak: Çevrenizin Gücünü Kucaklayın

Sonuç olarak, çevrenizin davranışlarınızı ve genel refahınızı önemli ölçüde etkilediği açıktır. Jonas Salk’ın manastırda yaşadığı aydınlanmadan, modern araştırmaların bulgularına kadar, çevremizin bizi nasıl şekillendirdiğini ve bu gücü kendi lehimize nasıl kullanabileceğimizi gördük. Artık çevrenizin kurbanı olmak zorunda değilsiniz. Onun mimarı olabilirsiniz.

Unutmayın, küçük değişiklikler büyük farklar yaratabilir. İşte çevrenizin gücünü kucaklamanıza yardımcı olacak bazı önemli noktalar:

  • Farkındalık Yaratın: Çevrenizin sizi nasıl etkilediğinin farkında olun. Hangi ortamlar sizi motive ediyor, hangileri strese sokuyor?
  • Küçük Adımlar Atın: Büyük değişiklikler yapmak zorunda değilsiniz. Çalışma alanınızı düzenlemek, bitki eklemek veya farklı bir odaya geçmek gibi küçük adımlarla başlayın.
  • Deney Yapın: Farklı ortamların sizi nasıl etkilediğini görmek için deneyler yapın. Hangi ortamda daha yaratıcı, hangi ortamda daha odaklanmış hissediyorsunuz?
  • Tutarlı Olun: Çevrenizde yaptığınız değişikliklerin uzun vadeli olması için tutarlı olun. Yeni alışkanlıklarınızı destekleyecek bir ortam yaratın.
  • Kendinize Karşı Nazik Olun: Değişim zaman alır. Kendinize karşı sabırlı olun ve küçük başarılarınızı kutlayın.

Çevrenizin gücünü kucaklayarak, daha iyi alışkanlıklar oluşturabilir, yaratıcılığınızı artırabilir, stresi azaltabilir ve genel refahınızı iyileştirebilirsiniz. Unutmayın, çevre sadece fiziksel bir mekan değil, aynı zamanda sosyal etkileşimleriniz, rutinleriniz ve hatta dijital dünyanızdır. Bu nedenle, çevrenizin her yönünü bilinçli olarak tasarlayarak, daha mutlu, sağlıklı ve başarılı bir yaşam sürebilirsiniz.

Sonuç olarak, çevreniz sadece bir arka plan değil, aynı zamanda hayatınızın aktif bir katılımcısıdır. Onunla uyum içinde çalışarak, potansiyelinizi açığa çıkarabilir ve hayallerinizi gerçekleştirebilirsiniz. Unutmayın, siz çevrenizin mimarısınız.

Şimdi harekete geçin ve çevrenizin gücünü kucaklayın! Daha iyi bir yaşam için ilk adımı bugün atın.

Pozitif Yaşam

Ben Maide;Günlük olumlamalar ve pozitif düşüncelerin gücünü yeni keşfeden biriyim. Tüm tecrübelerimi, beklentilerimi isteklerimi ve hedeflerimi bu blog aracılığı ile sizlerle paylaşacağım. Almanya'da iyi düşüncelerin gücü adında bir kampa katıldım. Orada yer alan insanların, olumlamaların gücünü keşfettiğini gördüm.Umarım buna bizde nail oluruz. Sadece BlogLabs sitesinde yazmaya karar verdim

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir


Başa dön tuşu