Akatizi: İlaçların Gölgesinde Bir Huzursuzluk
Günümüzde tıp, insanı sadece biyolojik bir varlık olarak ele almak yerine, psikolojik ve sosyal boyutlarını da kapsayan bir bütün olarak değerlendirmelidir. Ancak ne yazık ki, birçok hekim bu bütüncül yaklaşımdan uzak, hastalarına tüm yönleriyle rehberlik edecek donanımdan yoksun kalmaktadır. Bu durum, antidepresan ilaçların akıl almaz boyutlara ulaşan kullanımının önünü açmaktadır. Oysa ki, ilaç kullanımı, titiz bir değerlendirme sonucunda, hastanın yaşamını ciddi şekilde kısıtlayan majör depresyon veya psikotik bozukluklar gibi durumlarla sınırlı kalmalıdır.
Ne yazık ki, günümüzde her yakınması olan kişiye, altta yatan neden ne olursa olsun, kolaylıkla ilaç yazılmaktadır. İlaç firmalarının, ilaçlarla ilgili araştırmaların büyük bir bölümünü finanse etmesi ve araştırmacıların da bu firmalarla çeşitli ilişkiler içinde olması, antidepresanların yan etkilerinin gizlenmesine ve olmayan “etkilerinin” varmış gibi gösterilmesine yol açmaktadır. Bu çarpık araştırma bulguları, ilaç sanayinin kasalarını doldururken, hastaların sağlığı göz ardı edilmektedir. Bu makalede, antidepresan ve antipsikotik ilaç kullanımının artışıyla birlikte ortaya çıkan ve birçok hastanın yaşam kalitesini olumsuz etkileyen önemli bir yan etki olan akatiziye odaklanacağız. Okumaya devam ederek, bu rahatsızlığın ne olduğunu, nedenlerini, belirtilerini ve nasıl başa çıkabileceğinizi öğrenebilirsiniz.
Akatizi Nedir?

Akatizi, Yunanca kökenli bir kelime olup “yerinde duramamak, oturamamak” anlamına gelir. Beyin kimyasını etkileyen bazı ilaçların neden olduğu, fiziksel bir huzursuzluk hissine dayanan bir durumdur. Akatizi, kişinin hayatının her alanına nüfuz eden, dayanılmaz bir rahatsızlık hissidir. Hasta, ne ayakta durabilir ne de oturabilir, sürekli bir hareket etme ihtiyacı duyar.
Akatizi yaşayan bir kişi, sanki bir güç tarafından ele geçirilmiş gibi hissedebilir, kendi bedeninin dışına çıkmak isteyebilir ve delireceğine inanabilir. Sürekli pozisyon değiştirir, durmadan yerinde ileri geri sallanabilir. Karıncalanmaları ve titremeleri olabilir, hatta cildinin altında kurtlar veya böcekler geziyormuş hissine kapılabilir.
- Aşırı ve dayanılmaz bir huzursuzluk hissi
- Sinirlilik ve panik hali
- Gerginlik ve kaygı
- Uykusuzluk sorunları
- Karamsarlık ve sabırsızlık
Bu belirtiler, kişinin hiç düzelemeyeceğine inanmasına neden olabilir. Akatizi bazen şiddet, saldırganlık dürtüsü veya intihar düşüncelerine de yol açabilir. Bu nedenle, akatizi belirtileri gösteren kişilerin vakit kaybetmeden bir uzmana başvurması önemlidir.
Akatizinin Olası Nedenleri

Akatizinin en büyük nedeni, birinci kuşak antipsikotik ilaçlardır. Bu ilaçları kullanan hastalarda, dozaja bağlı olarak %50 ila %80 oranında akatizi görülebilmektedir. Dopaminin azalmasının akatiziye neden olduğu düşünülmektedir.Modern antipsikotikler de akatiziye neden olabilir.
- Birinci kuşak antipsikotik ilaçlar
- Yeni nesil antipsikotik ilaçlar
- Antidepresanlar (SSRI ve SNRI)
Çok yaygın kullanılan SNRI (seçici serotonin ve norepinefrin geri alım inhibitörü) ve SSRI (seçici serotonin geri alım inhibitörü) antidepresanlar da akatiziye yol açabilir. Bu ilaçları alan hastaların yaklaşık %20’si, akatizi semptomlarından muzdariptir. Bu nedenle, ilaç kullanmaya başladıktan sonra huzursuzluk, yerinde duramama gibi belirtiler yaşayan kişilerin doktorlarına danışmaları önemlidir.
Mide bulantısı ve migren ilaçları da nadir durumlarda akatiziye yol açabilir. Parkinson hastalığı, travmatik beyin hasarı ve ensefalit de akatiziye neden olabilen diğer tıbbi durumlardır. Bu nedenle, akatizi belirtileri gösteren kişilerin tıbbi geçmişlerinin dikkatlice incelenmesi ve altta yatan nedenin belirlenmesi önemlidir.
Akatizi ve Huzursuz Bacak Sendromu (HBS) bazı benzer belirtileri paylaşır. Her ikisinin de benzer mekanizmalardan kaynaklandığını gösteren kanıtlar vardır. Hem HBS hem de akatizi, serotonin iletiminin artması ve dopamin eksikliği ile ilişkilidir. Ayrıca, akatiziye neden olan ilaçlar, HBS’ye de neden olabilir. Bu durum, her iki rahatsızlığın da altında yatan nedenlerin benzer olabileceğini düşündürmektedir.
Akatizi Türleri ve Ortaya Çıkış Zamanları
Akatizi, ortaya çıkış zamanlamasına göre farklı türlere ayrılır:
Akut akatizi, antipsikotik kullanımından kısa bir süre sonra gelişen akatizi türüdür. Birkaç saat içinde ortaya çıkabilir ve altı aya kadar sürebilir.
Tardif akatizi, hastanın ilacı almaya başlamasından aylar veya yıllar sonra gelişen akatizidir. Tardif, “geç görünen” anlamına gelir.
Kronik akatizi, altı aydan uzun süren akatizidir.
Geri çekilme akatizisi ise, kokain veya opiyatlar gibi yasadışı uyuşturucuların veya bazı reçeteli antipsikotikler veya antidepresanların bırakılmasıyla ortaya çıkar.
Unutulmamalıdır ki, akatizi genellikle tardif diskinezi denilen benzer bir tabloyla karıştırılır. Her ikisi de tekrarlayan, amaçsız hareketleri içerir ve nöroaktif ilaçların yan etkileridir. Ancak akatizi çoğunlukla bacakları ve/veya gövdeyi içerirken, diskinezi genellikle yüz ve kolları da etkiler. Ayrıca, diskinezi hastaları hareket ettiklerinin farkında değilken, akatizi hastaları farkındadır.
Akatizi ve Ekstrapiramidal Sendromlar (EPS)
Akatizi, diskinezi, parkinsonizm ve tardif distoni tabloları, ekstrapiramidal sendromlar (EPS) olarak adlandırılan durumlardır. Hepsinin benzerlikleri vardır ve aynı hastada birlikte görülebilirler.
EPS, beyindeki hareket kontrolünden sorumlu olan ekstrapiramidal sistemdeki bozukluklardan kaynaklanır. Antipsikotik ilaçlar, bu sistemi etkileyerek EPS semptomlarına neden olabilirler.
Bu sendromların belirtileri arasında titreme, kas sertliği, hareketlerde yavaşlama, istemsiz hareketler ve huzursuzluk yer alır. EPS semptomları, hastaların yaşam kalitesini önemli ölçüde düşürebilir ve tedavi gerektirebilir.
Akatizi Teşhisi ve Tedavisi
Akatizi teşhisi, genellikle hastanın semptomlarının ve tıbbi geçmişinin değerlendirilmesiyle konulur. Fiziksel muayene ve bazı laboratuvar testleri de teşhis sürecine yardımcı olabilir.
Akatizi tedavisinde, öncelikle akatiziye neden olan ilacın dozunun azaltılması veya tamamen kesilmesi düşünülür. Ancak bu durum, hastanın psikiyatrik durumunu olumsuz etkileyebileceği için dikkatli bir şekilde yapılmalıdır.
İlaç tedavisinin yanı sıra, bazı durumlarda psikoterapi ve destekleyici tedaviler de akatizi semptomlarını hafifletmeye yardımcı olabilir.
Akatizi ve Yaşam Kalitesi
Akatizi, hastaların yaşam kalitesini önemli ölçüde etkileyebilen bir durumdur. Sürekli huzursuzluk, yerinde duramama, uyku sorunları ve diğer semptomlar, hastaların günlük aktivitelerini yapmalarını zorlaştırabilir ve sosyal ilişkilerini olumsuz etkileyebilir.
Akatizi yaşayan hastalar, kendilerini yalnız, çaresiz ve anlaşılmamış hissedebilirler. Bu nedenle, akatizi hastalarına destek olmak, onları dinlemek ve yaşadıkları zorlukları anlamaya çalışmak önemlidir.
Unutulmamalıdır ki, akatizi tedavi edilebilir bir durumdur. Erken teşhis ve uygun tedavi ile hastaların yaşam kalitesi önemli ölçüde artırılabilir.
Akatizi Hakkında Bilinmesi Gerekenler

Akatizi hakkında yeterli bilgiye sahip olmak, bu durumla başa çıkmak için önemlidir. Ne yazık ki, ülkemizde ve dünyada, bu ilaçları reçete eden pek çok doktor, akatizi hakkında yeterli bilgiye sahip değildir. Beyin biyokimyasını değiştiren ilaçların kullanımının artışına paralel artış göstermesine karşın sıklıkla gözden kaçan ve kişinin yaşam kalitesini düşüren akatizinin hastalar ve hasta yakınları tarafından tanınması önemlidir.
“İnsan, acı çekmekten çok, acısının nedenini bilmemekten korkar.” – Montaigne
Montaigne’in bu sözü, akatizi gibi nedeni bilinmeyen veya yanlış anlaşılan rahatsızlıkların, hastalar üzerindeki psikolojik etkisini çok iyi özetlemektedir. Akatizi hastaları, yaşadıkları huzursuzluğun nedenini bilmediklerinde, daha da kaygılı ve çaresiz hissedebilirler. Bu nedenle, akatizi hakkında doğru bilgiye sahip olmak, hastaların bu durumla daha iyi başa çıkmalarına yardımcı olabilir.
Toparlayacak Olursak
Akatizi, ilaç kullanımının bir yan etkisi olarak ortaya çıkabilen ve yaşam kalitesini önemli ölçüde etkileyebilen bir durumdur. Ancak, akatizi hakkında bilgi sahibi olmak, belirtilerini tanımak ve bir uzmana başvurmak, bu durumla başa çıkmak için önemlidir. Hastaların bilinçlenmesi ve doktorlarını yaşadıkları yan etkiler konusunda bilgilendirmeleri hayati önem taşır. Bulguları fark ettiğiniz takdirde, doktorunuzu bilgilendirin. Yukarıda söz ettiğim geri çekilme tablosunun ortaya çıkmaması için, doktorunuz tarafından farklı bir tedavi protokolü oluşturmak gerekeceğinden, ilacınızı hiçbir zaman, doktor kontrolü olmaksızın, kendi başınıza, birdenbire bırakmayın.
- Akatizi, ilaçların yan etkisi olarak ortaya çıkabilen bir huzursuzluk durumudur.
- En sık görülen nedenleri arasında antipsikotik ve antidepresan ilaçlar yer alır.
- Belirtileri arasında yerinde duramama, huzursuzluk, sinirlilik, uyku sorunları ve kaygı bulunur.
- Teşhisi, hastanın semptomlarının ve tıbbi geçmişinin değerlendirilmesiyle konulur.
- Tedavisinde, öncelikle akatiziye neden olan ilacın dozunun azaltılması veya kesilmesi düşünülür, ancak bu durum dikkatli bir şekilde yapılmalıdır.
Akatizi, tedavi edilebilir bir durumdur. Erken teşhis ve uygun tedavi ile hastaların yaşam kalitesi önemli ölçüde artırılabilir. Bu nedenle, akatizi belirtileri gösteren kişilerin vakit kaybetmeden bir uzmana başvurması ve gerekli tedaviyi alması önemlidir.
Unutmayın, akatizi ile mücadelede yalnız değilsiniz. Birçok insan bu durumu yaşamaktadır ve doğru destekle bu zorluğun üstesinden gelinebilir.
Umarım bu makale, akatizi hakkında daha fazla bilgi edinmenize ve bu durumla başa çıkmanıza yardımcı olmuştur.